Türkiye’deki Effie Ödüllü Televizyon Reklamlarının 10 Yıllık Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi'ne göre kadın ana karakterlerin sadece yüzde 10’u işyerinde gösteriliyor.
Gerek dünyanın farklı ülkelerinde gerekse Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik umut verici gelişmeler yaşansa da kadın ve erkek rolleri konusunda bazı kalıplar hala yerini koruyor. Bu durumun en görünür olduğu kültürel ürünlerden biri de reklamlar olarak karşımıza çıkıyor.
Reklamda toplumsal cinsiyet eşitsizliğine yönelik çözümler üretme hedefiyle projeler geliştireceğini duyuran Reklamverenler Derneği, bu konudaki ilk çalışmasını tamamladı. Bahçeşehir Üniversitesi Reklamcılık Bölümü ile işbirliğine giden Reklamverenler Derneği, “Türkiye’deki Effie Ödüllü Televizyon Reklamlarının 10 Yıllık Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi Araştırması”nı yayınladı. 2007 yılından bu yana Effie Yarışması’nda ödül kazanmış toplam 489 televizyon reklamının incelendiği araştırmanın sonuçları reklamlardaki temsillerin hala cinsiyet eşitliğinden uzak olduğunu ortaya koydu.
Effie ödüllü reklamları 10 senelik süreçte incelemesi açısından Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyan “Türkiye’deki Effie Ödüllü Televizyon Reklamlarının 10 Yıllık Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi Araştırması” algıları değiştiren ve sosyal normları etkileyen en güçlü araçlardan biri olan reklamların hala yeterince eşitlikçi bir yaklaşıma sahip olmadığını ortaya koyuyor.
“Türkiye’deki Effie Ödüllü TV Reklamlarının 10 Yıllık Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi” araştırması, kadınlık ve erkekliğe dair temsil biçimlerinin reklamda kendine ne şekilde yer bulduğunu masaya yatırıyor. Koordinatörlüğü Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümü öğretim üyeleri Dr. Gül Şener ve Dr. Eda Öztürk tarafından yürütülen çalışma kapsamında, 2007-2018 yılları arasındaki 9 Effie Yarışması’nda ödül kazanmış toplam 489 televizyon reklamı analiz edildi.
Türkiye’deki Effie Ödüllü TV Reklamlarının 10 Yıllık Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi'nden notlar:
- Araştırmaya göre ana karakterlerin yüzde 65’i erkek, yüzde 35’inin kadın.
- Cinsiyet temsillerindeki en keskin eşitsizlik dış ses kullanımında göze çarpıyor. Reklamda erkek dış ses oranı yüzde 89 iken kadın dış ses oranı sadece yüzde 10. Araştırmaya göre geçtiğimiz 10 yılda bu oranlarda kayda değer bir farklılık yaşanmadığı da ortaya çıkmış durumda.
- Araştırma sonuçları reklamlarda evli olarak resmedilen kadın ana karakterlerin oranının erkeklere göre iki kat daha fazla olduğunu gösteriyor. Evli kadın ana karakterlerin oranı yüzde 44 iken, erkek ana karakterlerde bu oranın yüzde 23.
- Benzer bir dengesizlik de kadın ve erkeğin baskın olarak resmedildiği yerlerde görülüyor. Kadın ana karakterlerin yüzde 43’ü ev ortamında gösterilirken sadece yüzde 10’u işyerinde tasvir ediliyor.
- Reklamlarda kadın en çok %33'le ev kadını olarak karşımıza çıkıyor.
- 2016-2018 arasındaki reklamlarda kadın ana karakterlerin %31'i çalışan rolünde resmedilmiş fakat bu karakterlerin hiçbiri işyerinde gösterilmemiş.
- Erkekler ağırlıklı olarak elektronik ürünler, otomotiv, telekomünikasyon ve finansal hizmetlerle bağdaştırılıyor.
- Kadınlar ise ağırlıklı olarak ev temizliği ve bakımı, kozmetik, güzellik, kişisel bakım ve moda ürünleri üzerinden temsil ediliyor.
- Evi çekip çeviren rolünde erkek ana karakter neredeyse hiç yok.
- Evi çekip çeviren rolündeki kadın ana karakter oranı ise %27.
- Reklamlar erkeği en çok otorite figürü olarak gösteriyor.
- Erkek ana karakterler dikkate değer bir oranda hiçbir kalıp rolü yansıtmıyor. Bu durum, reklamda sunulan erkeklik modellerindeki çeşitliliği gösteriyor.