İş yerinde kadınlar hem yaş hem de cinsiyetlerinden dolayı çifte ayrımcılıkla karşılaşabiliyorlar. Peki bu engeller nasıl aşılacak?
İş dünyasında yaş ve cinsiyet ayrımcılığı, pek çok profesyonelin karşılaştığı ancak genellikle fark edilmeyen bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle kadınlar, kariyerlerinin belirli bir aşamasında hem yaşları hem de cinsiyetleri nedeniyle çifte ayrımcılığa maruz kalabiliyor. Çalışma hayatında toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için, bu sorunları tanımlamak ve çözüm yolları geliştirmek büyük önem taşıyor.
Kariyerlerinin farklı noktalarında ortaya çıkıyor
Yaş ayrımcılığı, özellikle kadın çalışanlar için, kariyer yolculuklarının farklı evrelerinde çeşitli şekillerde ortaya çıkabiliyor. Kadınlar, genç yaşta ‘tecrübesiz’ ya da ‘yeterince yetkin değil’ olarak algılanırken, ilerleyen yaşlarda ‘teknolojiye uyum sağlamakta zorlanan’ ya da ‘esnek olmayan’ bireyler olarak görülebiliyor. Bunun yanı sıra, yaş ve cinsiyete dayalı ön yargılar, kadınların liderlik rollerine gelmesinde veya belirli pozisyonlara terfi etmesinde engeller oluşturuyor.
Yaşa dayalı cinsiyet ayrımcılığı görülüyor
Yaşa dayalı cinsiyet ayrımcılığı özellikle şu şekillerde ortaya çıkabiliyor…
Mülakat soruları: “Genç ekibimize nasıl uyum sağlarsınız?” gibi sorular, yaşa dayalı ön yargıların bir yansıması olabilir.
CV değerlendirmeleri: Mezuniyet tarihi, yaş gibi bilgilere dayanarak yapılan eleme süreçleri yaş ayrımcılığının temel göstergelerinden.
Teknoloji ön yargısı: Kadınların teknolojiye uyum sağlama kabiliyetlerinin yaşla birlikte azaldığı ön yargısı, işverenlerin yanlış kararlar almasına neden olabiliyor.
Peki kadınlar ne yapabilir?
- Başarılarınızı belgelerle destekleyin
Kadınlar, kariyerlerinin ilerleyen dönemlerinde, yaş ve cinsiyet ayrımcılığına karşı koymak için başarılarını öne çıkarmalı. İş yerinde çözdüğünüz sorunları, yönettiğiniz projeleri ve sağladığınız katkıları somut sonuçlarla desteklemek, bu ayrımcılığı aşmanın etkili yollarından biri. Özellikle toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik eden projelerde yer aldıysanız, bu deneyimi mutlaka vurgulayın.
- Uyum yeteneğinizi gösterin
Yaşla birlikte değişime dirençli olduğunuz algısını yıkmak için, sürekli öğrenmeye ve gelişmeye ne kadar açık olduğunuzu gösterin. Bir kadın olarak, yeni teknolojilere ve iş yöntemlerine hızla uyum sağlayabildiğinizi, bu süreci nasıl başarıyla yönettiğinizi işverenlere net bir şekilde anlatın. Özellikle katıldığınız eğitimler, sertifikalar ve son dönem projelerinizden bahsetmek faydalı olacaktır.
Hem yaşınız hem de cinsiyetiniz iş hayatında önemli bir değer taşıyabilir. Kadınların iş dünyasındaki farklı perspektifleri, kriz yönetimi becerileri ve duygusal zekâ kullanımı, şirketlerin kültürel gelişiminde büyük katkı sağlar. Yaşla birlikte gelen tecrübeler, genç çalışanlara mentör olma fırsatını da sunar. İş mülakatlarında bu yönünüzü vurgulamak, size avantaj sağlayabilir.
- CV’nizi yeniden düzenleyin
CV'nizi 10-15 yıl gibi daha yakın bir deneyim çerçevesinde sınırlandırın ve eski deneyimlerinizi tarihsiz olarak dahil edin. Böylece işverenlerin, yaşınıza takılmadan niteliklerinize odaklanmalarını sağlayabilirsiniz. Ayrıca cinsiyete dayalı ayrımcılığı önlemek için, toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyen projelerde yer almışsanız bu başarıları vurgulayın.
- Çoklu kimliklerinizi öne çıkarın
Kadınlar hem yaşları hem de cinsiyetleri nedeniyle iş dünyasında farklı engellerle karşılaşabilirler. Ancak bu çoklu kimlik, aynı zamanda iş yerinde çeşitliliği ve kapsayıcılığı destekleyen bir güce dönüşebilir. Kadınların iş dünyasına kattığı farklı bakış açıları, şirketlerin daha inovatif ve esnek olmasını sağlar. Bu nedenle çok yönlü kimliğinizin iş dünyasına nasıl katkı sağlayabileceğini anlatın.
- Kapsayıcı şirketleri tercih edin
Toplumsal cinsiyet eşitliğini ve yaşa dayalı ayrımcılığı önleyen şirketleri seçmek, iş yerinde kendinizi daha rahat hissetmenizi sağlar. Bu şirketler, fırsat eşitliğini destekleyen politikalar geliştirerek, çalışanlarının cinsiyetine, yaşına veya geçmişine bakmaksızın eşitlikçi bir iş ortamı sunarlar.
İşverenler için çeşitliliği teşvik etmek neden önemli?
Çok kuşaklı ve cinsiyet açısından dengeli bir iş gücü, iş yerinde hem üretkenliği hem de inovasyonu artırır. Bain & Co.’nun yaptığı bir analize göre, 2031 yılına kadar 55 yaş üstü çalışanlar, küresel iş gücünün yüzde 25'ini oluşturacak. Bu, işverenlerin hem yaş hem de cinsiyet eşitliğine daha fazla önem vermesi gerektiğini gösteriyor. Kadınlar, iş dünyasında kalıcı bir fark yaratabilecek niteliklere sahip ve bu farklılıklar, şirketlerin uzun vadeli başarısına katkı sağlıyor. Yaş ve cinsiyet ayrımcılığı, özellikle kadınlar için iş dünyasında büyük bir engel olabilir. Ancak doğru stratejiler ve etkili bir yaklaşım ile bu engeller aşılabilir. Kadınlar hem deneyimlerini hem de uyum yeteneklerini vurgulayarak, bu ayrımcılık biçimlerinin üstesinden gelebilirler. İşverenler ise, çok kuşaklı ve toplumsal cinsiyet açısından dengeli iş yerleri oluşturarak, daha inovatif ve kapsayıcı bir iş ortamı yaratabilirler.