Teknoloji devi SAP'ın öncülüğünde başlatılan ‘Sıfır Eşitsizlik’ hareketi, şirketlerin nitelikli kalkınma hedefleri arasında yeni bir dönem başlatıyor.
Dekarbonizasyon (Karbonsuzlaştırma) ve atık azaltma önemli olsa da artık yatırımcılar, düzenleyiciler ve tüketiciler teknoloji şirketlerinden sadece çevresel değil, aynı zamanda sosyal etki konusunda şeffaflık bekliyorlar. Sıfır eşitsizlik, küresel ekonomiyi dönüştürecek yeni düzenlemelerin habercisi gibi görünüyor.
Şirketler rapor vermek zorunda kalacak
Şirketler Kârlılık Raporlama Yönergesi (CSRD) ile birlikte artık kısa, orta ve uzun vadeli çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) etkileri hakkında rapor vermek zorunda kalacaklar. Ancak çevresel raporlamanın aksine, sosyal etki raporlaması henüz standartlaşmış değil. Peki, sıfır eşitsizlik stratejisi nasıl oluşturulmalı?
Sıfır eşitsizlik nedir?
Sıfır eşitsizlik, gelir, servet ve fırsat eşitsizliklerinin olmamasını amaçlayan bir küresel çabadır. Dünya genelinde, en zengin %10'luk kesimin dünya gelirinin yarısından fazlasını elde ettiği bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Sıfır eşitsizlik, bu eşitsizlikleri ortadan kaldırmayı amaçlayan bir strateji gerektiriyor.
Devletler yaşam standartlarını yükseltmeli
Devletler, eşitsizliği ortadan kaldırmak için yaşam standartlarını yükseltmeli, eğitimi desteklemeli ve herkesin temel hizmetlere erişimini sağlamalı. İşletmeler, sosyal sorumluluklarını artırarak ve iş etiğine uygun hareket ederek bu çabaya katkıda bulunabilirler. Teknoloji ise, şeffaflığı artırarak ve sosyal sorunları çözmek için öneriler sunarak eşitsizliği ortadan kaldırmada önemli bir rol oynayabilir.