Türkiye İnsan Yönetimi Derneği’nin ‘İş’te BirlİKte’ projesi, çok genç veya çok köklü şirketlere göre 21-45 yıl arasında geçmişi olan kurumların daha erkek egemen, ayrıştırıcı insan kaynakları uygulamalarına sahip ve çeşitliliği yönetemeyen kurumlar olduğunu ortaya çıkardı.
Türkiye İnsan Yönetimi Derneği’nin (PERYÖN), Avrupa Birliği tarafından desteklenen Hrant Dink Vakfı Sivil Toplumu Güçlendirme Hibe Programı kapsamında; İstanbul Gedik Üniversitesi ortaklığında ‘Çalışma Hayatının Çeşitlilik Odaklı Yapılandırılması’ amacıyla hayata geçirdiği ‘İş’te BirlİKte’ projesi, 22 Ocak’ta online olarak düzenlenen program ile sona erdi. Proje çalışma hayatındaki paydaşların; toplumsal cinsiyet eşitliği fikrine açık ve farkındalığı yüksek yapıya kavuşturulması için, insan kaynakları çalışanlarının ve dolayısıyla kurumların bilgilendirilmesi ve eğitim programlarına dahil edilmesi hedefiyle 26 Şubat 2020’de başlamıştı. Proje yaklaşık 1 yıllık süre boyunca iş dünyasına ve uygulanan eşitlikçi politikalara ışık tuttu.
Uygulamalı ve interaktif eğitim verildi
Proje kapsamında İstanbul Gedik Üniversitesi ile birlikte yürütülen içerik yönetimiyle; İstanbul, Adana, İzmir ve Bursa’da toplumsal cinsiyet eşitliği alanındaki örnek uygulamaların değerlendirildiği ve 26 kurumun katıldığı ‘Yuvarlak Masa’ toplantıları gerçekleştirildi. Çalışma Hayatının Çeşitlilik Odaklı Yapılandırılmasına yönelik uygulanan anket de bu süreç içinde tamamlandı. Projenin Eylül-Ekim aylarını kapsayan ayağında ise 30 firma ve 10 sivil toplum kuruluşunun İnsan Kaynakları’ndan (İK) sorumlu çalışanlarına, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda uygulamalı ve interaktif eğitimler verildi. Proje sonucunda elde ettiği verileri İstanbul Gedik Üniversitesi ile birlikte değerlendiren PERYÖN, İşte BirlİKte Projesi’nin kapanış panelinde; projenin Sosyal Etki Raporu’nu, İşte BirlİKte İK Uygulama Rehberi’ni ve İşte Eşitlik Uygulama Raporu’nu katılımcılara sundu.
21-45 yıl arasındaki kurumlar daha erkek egemen
Çalışma Hayatının Çeşitlilik Odaklı Yapılandırılması (İş’te BirlİKte) Projesi, Sosyal Etki Raporu’nda açıklanan bilgilere göre; projenin eğitim sürecine 40 farklı kuruluştan 50’ye yakın insan kaynakları sorumlusu aktif olarak dahil oldu. 100’ün üzerinde firmadan toplanan verilerle, 80 civarı kuruluşla birlikte yürütülen etkinliklerde ve yapılan saha araştırmalarında, Türkiye’deki kurumların birbirinden farklı seviyelerde oldukları, farklı özellikleri nedeniyle farklı uygulamalara ihtiyaç duydukları gözlendi. Çok genç veya çok köklü şirketlere göre 21-45 yıl arasında geçmişi olan kurumların daha erkek egemen, ayrıştırıcı İK uygulamalarına sahip ve çeşitliliği yönetemeyen kurumlar olduğu tespit edildi ve önemli ihtiyaçlar saptandı.
Uluslararası firmalar daha iyi konumda
Proje kapsamında gerçekleştirilen çalışmalarda, uluslararası firmaların çeşitlilik ve kapsayıcılık konularında daha iyi bir konumda oldukları görüldü. İK yöneticileri; yerli sermayeli şirketlerin daha fazla erkek egemen ve daha az çeşitlilik odaklı bir kurum iklimine sahip, İK uygulamalarının yerli sermayeli şirketlerde daha ayrıştırıcı ve daha az eşitlikçi olduğu görüşünde birleşti. Kurumlarda çeşitlilik ve kapsayıcılık konularındaki politikalar arttıkça verimliliğin de doğru orantılı olarak arttığı ortaya çıktı. Ayrıca çeşitlilik ve kapsayıcılık konularında politikaların üretilebilmesi için eşitlikçi, adil ve şeffaf bir liderliğin de çok önemli olduğu tespit edildi.