COP29’da Avrupa Birliği toplumsal cinsiyet eşitliğini güçlendirme taahhüdü vererek, kadınların iklim eylemindeki kritik rolüne dikkat çekti.
Azerbaycan'ın Bakü kentinde düzenlenen COP29 İklim Zirvesi, bu yıl yalnızca iklim finansmanı ve sıcaklık hedefleriyle değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliğini merkeze alan politikalarıyla da dikkat çekiyor. Avrupa Birliği’nin öncülüğünde 11 Kasım’da yayınlanan ortak bildiri, kadınların iklim değişikliğiyle mücadelede kritik rollerini vurguluyor ve bu alanda toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için küresel bir çağrı yapıyor.
Kadınların iklim krizine etkisi ve eşit katılımın önemi
Kadınlar, iklim değişikliğinin ekonomik ve sosyal etkilerine karşı daha savunmasız durumda, özellikle gelişmekte olan bölgelerde bu etkiler daha da derinleşiyor. Ancak COP29’da AB ve diğer ülkeler, kadınların bu mücadelede yalnızca etkilenenden öte, çözüm üretici olarak aktif rol almaları gerektiğini belirtiyor. Kadınların karar alma süreçlerine eşit katılımı, daha sürdürülebilir ve kapsayıcı iklim çözümlerinin geliştirilmesi için kritik bir gereklilik olarak ön plana çıkıyor.
COP29’da AB’nin eylem planı
Avrupa Birliği’nin COP29 açılışında yayınladığı bildiri, kadınların eşit katılımı sağlanmadan sürdürülebilir iklim çözümlerine ulaşmanın mümkün olmadığını vurguluyor. Bildiriye ABD, Meksika, Norveç gibi ülkeler de destek veriyor. Bu çağrı, toplumsal cinsiyet eşitliğinin iklim müzakerelerinin bir parçası haline gelmesi gerektiğini savunarak, kadınların hem iklim politikalarının geliştirilmesinde hem de uygulamasında yer almasının gerekliliğini ifade ediyor.
Toplumsal cinsiyet perspektifiyle iklim eylemi
COP29 kapsamında, AB'nin öncülüğünde cinsiyet eşitliğini iklim politikalarına entegre edecek bir çalışma programı önerildi. Bu programın, kadınların liderliğini ve karar alma süreçlerine katılımını güçlendirmek için somut adımlar sunması bekleniyor. AB İklim Eylemi Başkan Yardımcısı Jan Dusík’in “Adil bir iklim geçişi için kimseyi geride bırakmamalıyız” sözleri, bu programın vizyonunu özetliyor. Dusík, iklim stratejilerinin, iklim krizinin çözümünde kadınların rolünü görmezden gelmemesi gerektiğini belirtiyor.
COP29, iklim krizinin çözümünde toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamanın önemini gözler önüne seriyor. Kadınların tam ve eşit katılımı sağlanmadan, sürdürülebilir ve adil bir gelecek inşa etmek mümkün değil. AB’nin COP29’da yaptığı bu çağrı, tüm ülkelere toplumsal cinsiyet eşitliğini iklim politikalarının ana unsuru haline getirme sorumluluğunu hatırlatıyor. İklim kriziyle mücadelede başarı, ancak kadınların gücünün ve katkısının tam olarak kabul edildiği bir dünya ile mümkün olacak.