Çalışan annelerin iş ve özel yaşam dengesini koruyabilmesi için esnek çalışma modelleri, çocuk bakımı desteği ve kapsayıcı bir iş kültürü şart.
Çalışan annelerin en büyük zorluklarından biri, çocuk bakımı sorumluluklarının büyük ölçüde onların omuzlarına yüklenmesi. Gallup analizlerine göre, kadın çalışanların yüzde 66’sı çocuklarıyla ilgili beklenmedik durumları çözmekten sorumlu olduğunu belirtirken, erkeklerde bu oran yalnızca yüzde 22. Annelerin yarısından fazlası gün içinde sık sık yorgun veya tükenmiş hissettiklerini dile getiriyor. Bu veriler, çalışan annelerin iş yerinde olduğu kadar evde de büyük bir yük taşıdığını gösteriyor. İşverenler kadın çalışanlarını destekleyecek politikalar geliştirmezse, kadınların kariyerlerine ara vermek zorunda kalmaları kaçınılmaz hale geliyor.
Esnek çalışma modeline ihtiyaç duyuluyor
Gallup’un verileri, çalışan annelerin esnek çalışma modellerine duyduğu ihtiyacı da ortaya koyuyor. Kadın çalışanların yüzde 54’ü esnek çalışma düzenlerini tercih ettiğini belirtse de yüzde 75’i hâlâ geleneksel 9-5 (09.00-17.00) çalışma saatlerine uymak zorunda kalıyor. İşverenlerin esnek çalışma modellerini yaygınlaştırarak çalışan annelere daha fazla seçenek sunması, iş-yaşam dengesini sağlamada kritik bir adım olabilir. Hibrit çalışma modelleri, esnek mesai saatleri ve uzaktan çalışma gibi uygulamalar, kadınların iş hayatına katılımını sürdürülebilir hale getirebilir.
Çocuk bakımı erişimi büyük bir sorun
Çalışan annelerin en büyük zorluklarından biri, uygun fiyatlı ve kaliteli çocuk bakımına erişim. Annelerin yüzde 80’i çocuk bakım hizmetlerinin yetersiz olduğunu belirtirken, işverenlerin yalnızca yüzde 9’u çalışanlarına bu konuda finansal destek sağlıyor. İş yerlerinde kreş hizmetlerinin sunulması veya çocuk bakım desteğinin sağlanması, kadınların kariyerlerine devam edebilmeleri için büyük bir fark yaratabilir.
İş yerinde kültürel değişime ihtiyaç var
Kadın çalışanların yalnızca yüzde 39’u, çalıştıkları şirketin çocuk bakımı konusunda yeterli esneklik sunduğunu düşünüyor. Oysa, esneklik sağlayan işyerlerinde çalışan kadınlar üç kat daha fazla işlerine bağlı hissediyor, tükenmişlik seviyeleri yarı yarıya azalıyor ve iş değiştirme olasılıkları yüzde 30 daha düşük oluyor. İşverenlerin yalnızca politikalar belirlemesi yeterli değil; çalışan annelerin bu hakları kullanmasını teşvik eden bir kurum kültürü oluşturulması gerekiyor. Kadınların iş yerinde desteklenmesinin uzun vadede şirketlerin verimliliğini ve çalışan bağlılığını artırması kaçınılmaz.
Çocuk bakımı desteği sağlanmalı
Çalışan anneler iş dünyasında kritik bir yer tutmasına rağmen, yeterince desteklenmiyor. Çocuk bakımına erişimin zor olması, esnek çalışma düzenlerinin yetersizliği ve iş-yaşam dengesini sağlayacak politikaların eksikliği, kadınların kariyerlerinde ilerlemelerini engelliyor.
Gallup’un verileri, işverenlerin çalışan anneleri desteklemek için atabileceği adımları net bir şekilde ortaya koyuyor:
✔️ Esnek çalışma modellerinin yaygınlaştırılması,
✔️ Çocuk bakımı desteği sağlanması,
✔️ Kadınların iş-yaşam dengesini gözeten bir kurum kültürü oluşturulması.
Bu adımların atılması, yalnızca kadın çalışanlar için değil, iş dünyasının genel verimliliği ve sürdürülebilirliği açısından da büyük önem taşıyor.