Birleşmiş Milletler tarafından ‘Dünya Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü’ olarak anılan 11 Şubat’ta, kadının bilim dünyasındaki yeri ve önemi üzerine farkındalık çalışmaları gerçekleştiriliyor.
Kadınların bilim dünyasındaki yeri, toplumsal cinsiyet eşitliği faaliyetlerinin önemli bir başlığını oluşturuyor. Birleşmiş Milletler tarafından, kadınların ve kız çocuklarının bilimdeki rollerini artırmak, STEM (fen, teknoloji, mühendislik ve matematik) eğitimi ve araştırma faaliyetlerine her seviyeden katılımı teşvik etmek amacıyla 11 Şubat günü Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü olarak ilan edildi. Bu özel gün kapsamında dünya çapında faaliyet ve paylaşımlarla kadının bilim dünyasındaki yeri bir kez daha ele alınıyor.
STEM’e ilgi çok fazla
Dünyanın bilime ve bilimin de kadına ihtiyaç duyduğu tüm dünyanın kabul ettiği bir gerçek. Küresel rakamlar ele alındığında, bilim insanlarının sadece yüzde 30’unun ve STEM ile ilgili çalışma alanlarına kayıt yaptıran tüm öğrencilerin yüzde 35’inin kadın olduğu göze çarpıyor. Araştırmaların öne çıkardığı sonuçlar incelendiğinde, kadınların STEM alanlarında çalışmaya istekli oldukları, bu alanda eğitim görmek isteyen kız öğrenci sayısının, her geçen gün arttığı görülüyor. Buna karşın, toplumsal eşitsizlik sorunlarının kadınların eğitimini aldıkları bu alanlarda erkekler kadar hızlı yükselemediği görülüyor.
Avrupa ortalamayı yükseltiyor.
2018 yılı rakamlara göz önüne alındığında, Avrupa Birliği (AB) ülkelerindeki yaklaşıma göre; 17 bilim insanının yüzde 59’unun erkek ve yüzde 41’inin kadın olduğu görülüyor. AB ülkelerinin gelişmişlik düzeyi ortalamanın da yükselmesini sağlıyor. AB ülkeleri kendi içlerinde incelendiğinde kadın bilim insanı oranlarının Litvanya için yüzde 57, Bulgaristan ve Letonya için yüzde 52 ve Danimarka için yüzde 51 olduğu görülüyor. Toplumsal eşitlik çalışmalarıyla öne çıkan Finlandiya’nın kadın bilim insanları oranında yüzde 29 ve Almanya’nın yüzde 33 düzeyinde olması, rakamların ortaya koyduğu şaşırtıcı sonuçlar arasında yer alıyor.