Norveç, İsveç, İzlanda veya Finlandiya gibi İskandinav ülkelerinin toplumsal cinsiyet eşitliği yaklaşımları
İskandinav ülkeleri, kadın liderleri, mutluluk ekonomisi uygulamaları ve fırsat eşitliğine yönelik başarılı adımlar sayesinde, cinsiyet eşitliğinde rol model haline geldiler. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’ne (OECD) göre, İskandinav ülkelerindeki 4 kadından 3'ü ücretli iş gücünün bir parçası. Daha önemlisi devlet, iş ortamında, evde ve toplum içinde toplumsal cinsiyet eşitliğini açıkça destekliyor. Tüm İskandinav ülkelerinden yüksek bir kadın iş gücü oranı var ve cinsiyetler arasındaki maaş farkı çok düşük. Doğal olarak da kadınların liderlik pozisyonlarına erişmeleri için çok çeşitli fırsatlar var. İskandinav ülkelerinin tümü, gelişmiş bir refah devleti sistemini uyguluyor ve kadınların ekonomiye katılmasını, doğum sonrası işe dönmesini destekleyen girişimleri teşvik ediyor. Araştırma sonuçlarına dayalı uzman görüşlerine göre İskandinavya ülkelerinde kamu sektörü özel sektörden çok daha kadın dostu.
Erkekler ve kadınlar arasındaki ücret farkının en düşük olduğu ülke İzlanda
İzlanda, son on yıldır dünyanın en eşitlikçi toplumu sıralamasındaki liderliğini koruyor. Sosyologlar bu liderliğin kaynağının, toplum piramidinin en altındaki geniş taban olduğu konusunda hemfikir. Ülkede 1970’lerde başlayan güçlü feminist hareket, aradan geçen süre sonunda meyvelerini verdi. Bugün cinsiyetler arasındaki ücret farkına bakıldığında, erkekler ve kadınlar arasındaki ücret farkının en düşük olduğu ülke İzlanda. İzlanda'da 25'ten fazla çalışanı olan herhangi bir şirketin, yasalara göre her üç yılda bir denetlenmesi gereken hedefleri olan toplumsal cinsiyet eşitliği programı olmalı. İzlanda’da;
- Kadınların eşitliği kanunla fiilen korunuyor,
- 'Eşit İşe Eşit Ücret' zorunlu,
- Şirket yönetim kurullarında en az yüzde 40 kadın olmalı,
- Dünyanın en iyi ebeveyn izni politikası uygulanıyor,
- Çocuklar anaokulundan üniversiteye dek cinsiyet eşitliğinin önemli olduğunu öğreniyor,
- Kadınların, erkekler tarafından istismarına izin verilmiyor,
- Önemli işlevleri olan bir 'Cinsiyet Eşitliği Bakanlığı' bulunuyor.
2019 yılında İzlanda Başbakanı Katrin Jakobsdottir, ekonomik büyüme odaklı politikalar yerine insan mutluluğuna öncelik veren bir modele geçileceğini bundan sonraki yaşamın eşitlikçi, aile dostu ve çevreci politikalar üzerine kurulacağını ifade etmişti.
14 haftalık ebeveyn izni zorunlu
İzlanda başta olmak üzere tüm İskandinav ülkelerinin en önemli toplumsal cinsiyet eşitliği kozu; İlerici çocuk bakım politikaları. Tüm İskandinav ülkelerinde ebeveynlerin (ve daha çok kadınların) ailelerine bakmakla işe gitmek arasında seçim yapmak zorunda kalmaması için evrensel çocuk bakımı anlayışı ve sistemi yürürlükte. İzlanda, ebeveynlerin her ikisinin de 90 gün izin aldığı cömert bir ebeveyn izni politikasına öncülük ederek eşitlik çıtasını yükseğe taşımış durumda. Norveç'te, destekleyici ebeveynlik politikaları ve büyük ölçüde sübvanse edilen çocuk bakımı hizmetleri, kadınların yüksek oranda iş gücüne katılmasına yol açtı. 2013 yılından bu yana, her iki ebeveynin de çocuklarının doğumundan sonra en az 14 haftalık ebeveyn izni alması zorunlu.
Kotalar sayesinde kadınların temsili arttı
Parlamento ve yönetim kurullarındaki kadın kotaları birçok uzmanın şüpheyle yaklaştığı bir konu. Bu şüpheci bakış açısına göre kotalar, daha eşitlikçi bir temsili desteklerken bir başta eşitsizliği ortaya çıkarıyor, kadınları seçme zorunluluğu yaratıyor. Fakat İskandinav örneği gösteriyor ki kotalar sayesinde kadınların temsili konusunda büyük ilerleme sağlanmış durumda.
Kaynaklar:
DCI
WeForum