Avusturalya'da yapılan bir araştırma, üzerlerindeki geleneksel erkeksi klişelere uymaları yönündeki baskının, erkeklerin yaşamlarına da kısıtlama getirdiğini ortaya koydu.
Avusturalya’da Victorian Health Promotion Foundation tarafından yapılan araştırma, eski moda erkeklik kalıplarının onları geriye götürdüğüne ilişkin bulgular ortaya koydu. Avustralyalıların çoğu, geleneksel cinsiyet kalıplarının erkekler için sınırlayıcı ve zararlı olduğunu düşünüyor. Ortaya konan bulgular şu temeller üzerinde yoğunluk kazandı:
- Geleneksel cinsiyet stereotipleri sınırlayıcıdır ve erkekler için zararlıdır.
- Üzerlerindeki geleneksel erkeksi klişelere uymaları yönündeki baskı, erkeklerin yaşamlarına da kısıtlama getiriyor.
- Erkek çocukların rol model olarak sadece erkeklere değil, kadınlara da çok ihtiyacı var.
Erkekler cinsiyet eşitliğini daha çok desteklemeli
Araştırma, toplumsal dayatmaların erkekleri de kadınlar kadar mutsuz ettiğini gösteriyor. Fakat erkek katılımcılar toplumun belirli bir erkeklik idealine uymak için erkeklere uyguladığı baskının kadın katılımcılarından daha az farkında. Çalışmanın en çarpıcı bulgularından biri genç erkeklerin tutumları. Genç erkekler (16-17 yaş) geleneksel cinsiyet rollerinin sınırlayıcı, modası geçmiş ve sağlıksız olduğu konusunda son derece ilerici bir tutum sergiledi. Yine de genç kadınların toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki tutumları katılımcılar arasında en yüksek düzeyde seyretti.
İlişkilerde son söz erkeğin mi?
Katılımcıların, erkeklerin kadınları ilişkilerde yönetmesi ve kontrol etmesi gerektiği fikrini çok az desteklemesi, araştırmanın önemli sonuçlarından biri. ‘Bir erkeğin, ilişkisi veya evliliğindeki kararlar konusunda her zaman son sözü söyleyip söylemediği’ sorusuna, genç kadınların sadece yüzde 13'ü ve yetişkin kadınların 9’u onay verdi. Bu oran, genç erkeklerde yüzde 30 ve yetişkin erkeklerde ise yüzde 19 olarak gerçekleşti.
Normlar sosyal güçler tarafından inşa ediliyor
Katılımcıların büyük çoğunluğu, toplumsal cinsiyetin biyolojik olduğu kadar sosyal güçler tarafından inşa edildiğini belirtti. Öte yandan birçok katılımcı, erkekler ve kadınlar arasında doğal farklılıklar olduğuna yönelik inanç taşıdığını dile getirdi. Araştırma, toplumsal tanımların erkeklerin sağlık ve refahı açısından kısıtlayıcı olduğunu ortaya koyması açısından önem taşıyor.
Orijinal makaleye bu linkten ulaşabilirsiniz.