UN Women'in UN DESA ile birlikte hazırladığı Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarında İlerleme: Cinsiyete İlişkin Anlık Görüntü 2021 adlı rapor, amaçların tamamında toplumsal cinsiyet eşitliğinin kritik önem taşıdığını ortaya koyuyor.
Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları konusundaki ilerleme, UN Women'in (Birleşmiş Milletler Kadın Birimi) UN DESA (Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Bölümü) ile birlikte hazırladığı ‘Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarında İlerleme: Cinsiyete İlişkin Anlık Görüntü 2021 adlı raporda mercek altına alındı. Rapor, kadınların ve kızların koronavirüs pandemisinin sosyoekonomik yansımalarından orantısız şekilde etkilenmeye devam ettiğini, orantısız derecede yüksek iş ve geçim kaybı, eğitim kesintileri ve ücretsiz bakım işlerinin artan yükleriyle mücadele ettiğini gösteriyor. Pandemiden önce bile yetersiz finanse edilen kadın sağlığı hizmetleri, kadınların cinsel ve üreme sağlığını baltalayan büyük aksamalarla karşı karşıya kaldı. Ve kadınların, ön saflardaki sağlık çalışanları da dahil olmak üzere, koronavirüse yanıt vermedeki merkezi rolüne rağmen, hak ettikleri liderlik pozisyonları için hâlâ büyük ölçüde atlanıyorlar. Rapor, koronavirüs pandemisinin kadınların refahı üzerindeki ani etkisini ve eşitsizliğin gelecek nesiller için oluşturduğu tehdidi bir kez daha ortaya koyuyor.
Yoksulluk en çok kadınları vuruyor (1’inci Küresel Amaç: Yoksulluğa son)
Rapora göre; 15 yaş altındaki her 5 kızdan 1'i aşırı yoksulluk içinde büyüyor. 2021'de aşırı yoksulluk arttı ve çözüme yönelik ilerleme tersine döndü. Dünya genelinde tahminen 435 milyon kadın ve kız çocuğu aşırı yoksulluk içinde yaşıyor. Hükümetler eğitim ve aile planlamasına erişimi iyileştirmek, eşit ücretler elde etmek ve sosyal transferleri genişletmek için kapsamlı bir strateji uygularsa, 2030 yılına kadar 150 milyondan fazla kadın ve kız çocuğu yoksulluktan kurtulabilir.
Cinsiyet farkı açlık doğuruyor (2’inci Küresel Amaç: Açlığa son)
Evin reisinin kadınlar olduğu küçük ölçekli çiftçi aileleri, erkeklerin reis olduğu ailelerden ortalama yüzde 30 daha az kazanıyor. Gıda güvenliğindeki küresel cinsiyet farkı, pandemi sırasında daha fazla kadın ve kızın aç kalmasıyla çarpıcı biçimde arttı. Kadınların gıda güvensizliği seviyeleri, 2019'daki yüzde 6'ya kıyasla, 2020'de erkeklerinkinden yüzde 10 daha yüksekti. Bu eğilim, artan finansman, eğitim ve toprak hakları reformları yoluyla, genellikle erkeklerden çok daha az kazanan küçük ölçekli kadın üreticilerin desteklenmesi ile değiştirilebilir.
İstenmeyen gebelikler sağlığı tehdit ediyor (3’üncü Küresel Amaç: Sağlık ve kaliteli yaşam)
Pandeminin ilk yılında, düşük ve orta gelirli ülkelerde tahmini 1.4 milyon ek istenmeyen gebelik meydana geldi. Koronavirüs nedeniyle temel sağlık hizmetlerinde yaşanan aksaklıklar, kadınları ve kız çocuklarını trajik bir şekilde etkilemeye devam ediyor. Pandemiye müdahale, cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetlerine öncelik vermeyi, bu hizmetlerin şimdi ve pandemi sona erdikten sonra da güvenli bir şekilde çalışmaya devam etmesini sağlamayı içermeli. Ayrıca hem zengin hem de fakir ülkelerde savunmasız nüfus için hayat kurtaran kişisel koruma ekipmanlarının, testlerin, oksijenin ve özellikle aşıların mevcut olmasını sağlamak için daha fazla desteğe ihtiyaç var.
Kızların eğitimi tehdit altında (4’üncü Küresel Amaç: Nitelikli eğitim)
Salgın öncesinde ortaokula kaydolan mülteci kızların yarısı okula geri dönmeyecek. Salgının üzerinden iki yıla yakın bir zaman geçmesine rağmen, okullar dünya ülkelerinin ve bölgelerinin yüzde 42'sinde kısmen veya tamamen kapalı durumda. Okulların kapanması, kızlar için fırsatların kaybolması ve şiddet, sömürü ve erken evlilik riskinin artması anlamına geliyor. Hükümetler kızların eğitimini korumak için daha fazlasını yapabilir. En fazla risk altında olan marjinal topluluklarda kızlara odaklanan önlemlere, okula dönen kızların desteklenmesine yönelik önlemler acilen eklenmeli.
Cinsiyet eşitsizliği artıyor (5’inci Küresel Amaç: Toplumsal cinsiyet eşitliği)
Ülkelerin neredeyse yüzde 50'sinde kadınların belirli işlerde veya endüstrilerde çalışması kısıtlanmıştır. Pandemi, kadın haklarını ve fırsatlarını genişletmedeki ilerlemeyi sınadı ve hatta tersine çevirdi. Koronavirüs’ün ‘gölge’ pandemisi olan kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet raporları dünyanın birçok yerinde artıyor. Koronavirüs aynı zamanda kadınların evdeki iş yükünü de yoğunlaştırıyor ve birçoğunu işgücünü tamamen terk etmeye zorluyor. Farklı ve daha iyi bir şekilde ilerlemek, kadınları ve kızları, toplumsal cinsiyete duyarlı yasalar, politikalar ve bütçeleme dahil olmak üzere, müdahale ve iyileşmenin tüm yönlerinin merkezine yerleştirmeye bağlı.