FAO’nun yeni raporuna göre tarımsal verimlilikte cinsiyet farkı kapatılırsa dünyanın geliri 1 trilyon dolar artabilir.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Tarımsal Gıda Sistemlerinde Kadınların Durumu 2023 Raporu’nu yayınladı. Yeni rapora göre, tarımsal gıda sistemleri küresel olarak kadınların en büyük işvereni ve birçok ülkede kadınlar için erkeklerden daha önemli bir geçim kaynağı oluşturuyor. Tarımsal gıda sistemlerinde toplumsal cinsiyet eşitsizlikleriyle mücadele etmek ve kadınları güçlendirmek, dayanıklılığı artırıyor. FAO’ya göre tarımsal gıda sistemlerinde kadın eşitliği küresel ekonomiyi 1 trilyon dolar artırabilir, gıda güvensizliğini 45 milyon azaltabilir.
Ücret eşitsizliği, eğitime erişim ve ötesi
Rapor, küresel olarak çalışan kadınların yüzde 36'sının, çalışan erkeklerin ise yüzde 38'inin tarımsal gıda sistemlerinde istihdam edildiğini ortaya koyuyor. Bununla birlikte, kadınların rolleri giderek marjinalleşme eğilimi gösteriyor, çalışma koşulları dünyanın hemen her yerinde erkeklerden daha kötü. Benzer şekilde, tarımda ücretli olarak çalışan kadınlar, erkeklerin kazandığı her bir dolara karşılık 82 sent kazanmaktadır.
Kadınlar ayrıca toprak üzerinde daha az güvenceye sahip, kredi ve eğitime daha az erişebiliyor ve erkekler için tasarlanmış teknolojiyle çalışmak zorunda. Tüm bu eşitsizlikler ayrımcılıkla büyüyor ve eşit büyüklükteki çiftliklerde kadın ve erkek çiftçiler arasında verimlilik açısından yüzde 24'lük bir cinsiyet farkı yaratıyor.
Çalışma, tarımsal gıda sistemlerinin birçok ülkede kadınlar için erkeklerden daha önemli bir geçim kaynağı olduğunun altını çiziyor. Örneğin, Sahra altı Afrika'da kadın istihdamının yüzde 66'sı tarımsal gıda sektöründe yer alırken, bu oran erkeklerde yüzde 60. Güney Asya'da, işgücüne katılan kadın sayısı erkeklerden daha az olmasına rağmen, kadınlar ezici bir çoğunlukla tarımsal gıda sistemlerinde çalışmaktadır (erkeklerin yüzde 47'sine karşılık kadınların yüzde 71'i)
Sosyoekonomik faydalar
FAO Genel Direktörü QU Dongyu raporun önsözünde, "Tarım-gıda sistemlerindeki cinsiyet eşitsizliklerini ele alır ve kadınları güçlendirirsek, dünya yoksulluğu sona erdirme ve açlığın olmadığı bir dünya yaratma hedeflerine ulaşmada ileriye doğru bir adım atacaktır" diyor ve ekliyor: “Kadınlar her zaman tarımsal gıda sistemlerinde çalıştı. Tarımsal gıda sistemlerini kadınlar için çalıştırmanın zamanı geldi.”
İklim ve küresel ekonomik şoklara bağlı eşitsizlik
Raporda, ekonomiler daraldığında, ilk önce kadınların işlerinin ortadan kalktığını belirtiliyor. Küresel olarak, tarımsal gıda sistemlerinin çiftlik dışı segmentlerindeki kadınların yüzde 22'si, erkeklerin yüzde 2'sine kıyasla koronavirüs salgınının ilk yılında işini kaybetti. Pandemi sırasında, aynı zamanda daha fazla bakım sorumluluğu üstlenmek zorunda kalan kadınların gıda güvensizliği de daha hızlı arttı. Bu da kızların erkeklerden daha fazla okulu kaçırması anlamına geliyordu. Aynı şekilde rapor, kadınların iklimsel bozukluklara ve doğal afetlere karşı daha savunmasız olduklarını çünkü ‘uyum sağlama kapasitelerini ve dayanıklılıklarını azaltan daha sınırlı kaynaklara ve varlıklara sahip olduklarını belirtiyor.
Kadınların gıda güvensizliği de salgın sırasında daha hızlı arttı ve daha fazla bakım sorumluluğu üstlenmek zorunda kaldılar, bu da genellikle kızların erkeklerden daha fazla okula gitmemesine neden oldu. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, özellikle de kadınlara ve kız çocuklarına yönelik aile içi şiddet de artmıştır.
Çalışma ayrıca, kaynak kısıtlamaları ve ayrımcı toplumsal cinsiyet normları uyum sağlamalarını zorlaştırabildiğinden, kadınların iklim şoklarına ve doğal afetlere karşı daha savunmasız olduğunu doğrulamaktadır. Örneğin, tarımda çalışılan saatler de dahil olmak üzere kadınların iş yükleri, sıcak stresi gibi iklim şokları sırasında erkeklere göre daha az azalma eğilimindedir.
Öne çıkan tavsiyeler
Rapor genel olarak, geçim kaynaklarındaki toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin azaltılmasının, kaynaklara erişimin iyileştirilmesinin ve dayanıklılığın teşvik edilmesinin toplumsal cinsiyet eşitliği, kadınların güçlendirilmesi ve daha adil ve sürdürülebilir tarımsal gıda sistemleri için kritik bir yol olduğu sonucuna varmaktadır.
Buna varlıklara, teknolojiye ve kaynaklara erişimle ilgili açıkların kapatılması da dahildir. Çalışma, kadınların üretkenliğini artırmaya yönelik müdahalelerin, bakım ve ücretsiz ev işi yüklerini ele aldıklarında, eğitim ve öğretim sağladıklarında ve toprak mülkiyeti güvenliğini güçlendirdiklerinde başarılı olduğunu göstermektedir.
Çocuk bakımına erişim de annelerin istihdamı üzerinde büyük bir olumlu etkiye sahipken, sosyal koruma programlarının kadınların istihdamını ve dayanıklılığını artırdığı görülmüştür.
Rapor ayrıca, toplumsal cinsiyeti dönüştürücü yaklaşımların ayrımcı normları değiştirme konusunda umut vaat ettiğini ve yüksek getiri ile maliyet etkin olduğunu göstermektedir.
Son olarak araştırmacılar, tarımsal gıda sistemlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik ilerlemenin izlenmesi ve hızlandırılması için çok önemli olan cinsiyet, yaş ve diğer sosyal ve ekonomik farklılaşma biçimlerine göre ayrıştırılmış yüksek kaliteli verilerin süregelen eksikliğinin giderilmesini tavsiye etmektedir.
Diğer önemli bulgular
- Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi Göstergesi 5.a.1'e göre raporlama yapan 46 ülkenin 40'ında erkekler tarım arazileri üzerinde kadınlara kıyasla daha fazla mülkiyet veya güvenli kullanım hakkına sahiptir.
- Düşük ve orta gelirli ülkelerde kadınların mobil internete erişimindeki cinsiyet farkı 2017-2021 yılları arasında yüzde 25'ten yüzde 16'ya, banka hesaplarına erişimdeki cinsiyet farkı ise yüzde 9'dan yüzde 6'ya gerilemiştir.
- Erkekler ve kadınlar arasındaki gıda güvensizliği farkı 2019'da yüzde 1,7 puandan 2021'de yüzde 4,3 puana yükseldi
- 68 ülkeden tarım ve kırsal kalkınma ile ilgili politika belgelerinin yüzde 75'i kadınların tarım ve kırsal kalkınmadaki rollerini ve/veya karşılaştıkları zorlukları kabul ederken, sadece yüzde 19'u toplumsal cinsiyetle ilgili politika hedefleri içermektedir.