Elisabeth Badinter tarafından kaleme alınan ‘Kadınlık mı? Annelik mi?’ kitabı, kadını bu iki şık arasında seçim yapmaya zorlayan düşünce tarzına bir itiraz niteliğinde…
Fransız filozof, yazar ve tarihçi Elisabeth Badinter, 1980 yılında yazdığı Kadınlık mı? Annelik mi? kitabıyla toplumsal cinsiyet eşitsizliği kavramının doğuş paradoksunu da oluşturan annelik ve kadınlık kavramlarını analiz ediyor. Anneliğin, kadınlığın bittiği nokta olduğu görüşünü toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin düğüm noktası olarak gören Badinter kitabında, toplumun kadından beklentilerinin acımasızlığını sorguluyor.
‘İdeal anne’ kavramı
Kitaptaki şu cümleleri paylaşmak; Elisabeth Badinter’in görüşlerini özetlemek açısından faydalı olacaktır: “Annelik, kadın olmanın bittiği nokta mıdır? Eğer günümüzün ‘ideal anne’sinden söz ediyorsak evet… Beklentiler öylesine ağır ki; kadının anneliği ‘hak etmek’ için ekonomik özgürlüğüyle birlikte sosyal ve cinsel hayatından da vazgeçmesi gerek… Hayatından ödün vermeye yanaşmayan ‘anne-kadın’ın ise sinirleri sağlam olmalı.”
Vicdan azabının gücü
Elisabeth Badinter kitabında, sosyal ve cinsel yaşamından ödün vermeyen kadına yüklenen vicdan azabının, ideal annelik şablonuna uymak istemeyenler üzerinde gerçekten etkili olan bir baskı aracı olduğunu belirtiyor. Kadına sunulan iki seçenek, bazı kadınların çocuk yapmaktan bütünüyle vazgeçmesi sonucunu doğuruyor. Gelişmiş ülkelerdeki kadın doğum oranlarındaki hızlı düşüş, bu seçimi yapmak zorunda kalmanın bir sonucu.