ABD’de yayınlanan yeni bir rapora göre; kadınların taşıdığı ağır zihinsel yük onları dezavantajlı duruma getirmeye devam ediyor.
Dünyanın hemen her yerindeki kadın istatistikleri, kadınların zihinsel sağlığını etkileyen en olumsuz etkenlerin başında zihinsel yük olduğuna dikkat çekiyor. Son olarak ABD’de yapılan bir araştırmaya göre kadınların yüzde 71’i, kötü bir şey olması durumunda tüm olası senaryoları düşünmeyi kendi sorumlulukları olarak görüyor. Endişeli ve kaygılı olmalarının en önemli nedeni de bu.
Koronavirüs salgını orantısızlığı ortaya koydu
Koronavirüs salgınının kadınları orantısız bir biçimde etkilediği yapılan araştırmalar tarafından defalarca ortaya kondu. Dünyanın her yerinde toplanan veriler, o dönemde her şeyi bir arada tutma sorumluluğunu kadınların, özellikle de annelerin çektiğini ve kadınların kötü senaryoların sonuçlarına orantısız bir şekilde katlandığını ortaya çıkardı. Dezavantajlı grupların (siyahi, etnik kökenli, engelli) sonuçları çok daha vahim bulgulara sahipti. Aynı dönemde hem araştırmacılar hem de kadınlar, koronavirüs salgınının bu sorunun nedeni olmadığını sadece daha da belirginleştirdiğini ifade ettiler. Son rapor, zihinsel yükün salgından sonra da devam ettiğini kanıtlıyor. Kadın hâlâ sorumlu olduğu ekosistemin tüm zihinsel yükünü taşıyor, sorunların ağırlığını sırtlanıyor ve genellikle bu ağırlığın altında eziliyor.
Yüzde 74’ü ikinci sınıf vatandaş gibi hissediyor
- Ankete katılan Amerikalı kadınların yüzde 74'ü hayatını başkalarına uyum sağlamak üzere ayarladığını ifade etti.
- Yüzde 79’u ücretsiz emek ve zihinsel yük sorumluluğunun sosyalleşmelerini de etkilediğini söyledi.
- Yüzde 76’sına göre evdeki ücretsiz emek ve zihinsel yükün kadınların sorumluluğunda.
- Yüzde 73 oranında kadın ise ebeveynlikten ‘bunaldığını’ söyledi.
- Kadınların yüzde 86’sı topluma aldıklarından daha fazla katkıda bulunduklarına inanıyor.
- Yüzde 74'ü toplumun kadınlara ikinci sınıf vatandaş gibi davranıldığına inanıyor.
- Yüzde 82'si ‘Herkes kadınların ne kadar çok yük altında olduğundan bahsetse de aslında hiç kimsenin bu yükü hafifletmeye yardım etmediğini’ düşünüyor.
‘Evet’ demeyi bırakmak çıkış noktası olabilir
Anket katılımcılarıyla yapılan görüşmeler, özellikle annelerin sorunları ele alma biçimlerinin hatalı olduğunu kabul ettiklerini gösteriyor. Görüşmelere katılan kadınlar her şeye ‘Evet’ demeyi bırakmanın çıkış noktası olduğunu söylüyor. Aile bireylerini sorumluluk paylaşmaya dahil etme konusunda kararlı olan kadınlar yüklerinin bir ölçüde azaldığını ifade ediyor. Yani zihinsel yükü paylaştırmanın yükü de aslında kadınların omuzunda görünüyor.