8 Mart'a Eşit Adımlarla ilerliyoruz ve kadının işgücüne daha fazla katılımının ekonomik etkilerine odaklanıyoruz.
Kadınların işgücüne katılımını artırmak, ekonomileri canlandırmak ve büyümeyi teşvik etmek için çok önemli bir adımdır. Ancak küresel ortamın zayıf büyüme görünümü ve geleneksel büyüme motorlarının yavaşlamasıyla birlikte, birçok ülke bu potansiyeli tam olarak kullanamamaktadır.
Bugünün işgücü piyasalarında, kadınların sadece yüzde 47'si aktif olarak yer alırken, bu oran erkeklerde yüzde 72'dir. Bu önemli fark, kadınların tam ekonomik potansiyellerini gerçekleştirmesini engelleyen haksız yasalar, eşitsiz hizmetlere erişim, ayrımcı tutumlar ve diğer engellerden kaynaklanmaktadır. Ancak bu engellerin kaldırılması, ekonomilere büyük faydalar sağlayabilir.
Bir araştırmaya göre, gelişmekte olan ve gelişmiş ekonomiler, kadınların işgücüne katılım oranını yüzde 5,9 oranında artırarak, gayri safi yurtiçi hasılayı önümüzdeki birkaç yıl içinde yaklaşık yüzde 8 artırabilirler. Bu, pandemi tarafından ülkelere verilen ekonomik zararlardan daha fazla bir fayda sağlar.
Peki, bu nasıl mümkün olabilir?
Politika yapıcılar, kadınların ekonomiye daha fazla katılımını teşvik edecek politikaları hayata geçirerek büyümeyi artırabilirler. Ancak mevcut politikalar, cinsiyet farklarını kapatmaktan uzak ve kadınların işgücüne katılımını artırmak için daha fazla çaba gerekiyor.
Önemli olan, kadınların işgücüne katılımını artırmak için yapılan reformların, ekonomik büyümeyi destekleyen diğer politika reformlarıyla birlikte uygulanmasıdır. Bu, kadınların ekonomik potansiyellerini gerçekleştirmelerine yardımcı olacak ve ekonomik büyümeyi güçlendirecektir.
Sonuç olarak, ülkelerin kadınların işgücüne katılımını artırmak için daha fazla çaba sarf etmeleri gerekmektedir. Bu, ekonomilerin daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir büyüme yolu izlemesine yardımcı olacak ve toplumun genel refahını artıracaktır.
Kaynak: IMF.org