Yönetimde kadın sayısı artıyor fakat kadın liderlere yönelik bir güvensizlik de artış gösteriyor. Nedeni toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve kalıplar mı?
Dünyanın en büyük şirketlerinin yönetiminde ilk kez bu kadar çok kadın var. Fakat araştırmalar, temsildeki yetersiz kadın yönetici artışına rağmen kadın liderlere duyulan güvende bir azalma olduğuna işaret ediyor. BBC Worklife konuyu ayrıntılı olarak ele alan bir makale yayınladı. Kasım 2022’de her yıl kadınlar ve erkeklerin liderlik konumlarında nasıl algılandıklarını analiz eden Reykjavik Liderlik Endeksi yayınlandı. Endekse göre, kadın liderlere duyulan güven geçen yıl boyunca belirgin şekilde düştü. Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Birleşik Krallık ve ABD'yi içeren G7 ülkelerinde yapılan araştırmaya göre; yanıt verenlerin yarısından azı (yüzde 47) büyük bir şirketin CEO'sunun bir kadın olması konusunda ‘çok rahat’ olduklarını söyledi. Makaleye göre; geçtiğimiz yıl bu oran yüzde 54’tü. Raporun ayrıntılarında erkeklerin bir kadın lideri eleştirme olasılığının kadınlardan önemli ölçüde daha yüksek olduğu ortaya çıktı. Yanıt veren 10 kişiden biri, kadın bir CEO ile rahat olmayacağını net olarak ortaya koydu.
Kadın siyasetçilere güven de düşüyor
Endekste kadın siyasi liderlerle ilgili sorulara verilen yanıtlar da benzer bir eğilim gösterdi. Yanıt verenlerin yalnızca yüzde 45’i hükümetlerin başında kadın liderlerin olmasının güven verici olduğunu söyledi. 2021 yılında bu oran yüzde 52 idi. Makaleye göre sonuçlar cesaret kırıcı olsa da liderlik ve toplumsal cinsiyet konularında uzmanlaşan kişiler için bu sonuçlar şaşırtıcı değil. Farklı açıklamalar ve nedenler ortaya konsa da kök nedenin ön yargılar ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği olduğuna inanılıyor.
Ön yargılarla savaş devam ediyor
Kadın CEO'lara duyulan güvenin azalmasına ilişkin açıklamalar arasında en öne çıkanı, kurumsal kadın düşmanlığının ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin, son dönem siyasi ortam ve pandemi tarafından güçlendirilmiş olduğu. Uzmanlar, kadınların profesyonel yaşamdan ayrılmasının, koronavirüs salgını sırasında çocuk bakımı ve diğer ev işlerinin çoğunu üstlenmeye başlamasının, klişeleşmiş kalıpları canlandırdığını düşünüyor.
Kriz ve belirsizlikte tanıdık olan tercih ediliyor
Makaleye göre psikologlar, kriz veya belirsizlik zamanlarında insanların tanıdık olanı tercih etme konusundaki doğal eğilimini de bir neden olarak gösteriyor. Bunun anlamı şu: Kriz olan ve korkulu dönemlerde yeni bir risk almak yerine, bildiğimiz doğrultuda hareket edip güvende kalmak istiyoruz. Korku, bize öğretilen şeyin güvenli ve emniyetli olduğuna inanmamızı sağlıyor. Konu liderlik olunca da kadınlara şans vermek yerine ‘aşinalık ilkesi’ gereği erkeklerin sorumlu olmasını bekliyoruz.
Tehdit algısı da bir etken
Makaleye göre, kadınlara olan güven düşüşünün bir nedeni de geleneksel statükonun, daha fazla kadının güçlü pozisyonlara geçmesi nedeniyle şiddetlenmesi. Bir açıdan bakıldığında erkekler yerlerini koruma telaşına düşmüş olabilirler. PEW Araştırma Merkezi tarafından 2020'de yürütülen araştırma da bu görüşü destekliyor. Araştırmaya göre; her üç Amerikalı erkekten biri, kadınların toplumsal eşitlikle ilgili kazanımlarının erkeklerin kayıpları olarak görüldüğünü düşünüyor.
Makalenin tamamına bu linkten ulaşabilirsiniz.