İş ilanlarında kullanılan ‘erkek egemen’ dil, kadın adaylarda ‘kendini uygun görmeme’ algısı yaratıyor.
Almanya’daki İstihdam Araştırma Enstitüsü'nün (IAB) yaptığı bir araştırma, iş ilanlarında kullanılan ‘erkek egemen’ dilin, kadın adayların bu ilanlara başvurmalarını nasıl caydırdığını ortaya koyuyor. Euronews'te yayımlanan bir habere göre, özellikle bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) gibi alanlarda yer alan iş ilanlarında kullanılan dilin, kadınları dışarıda bırakma potansiyeli taşıdığı belirtiliyor. IAB’nin Eylül ayı sonunda yayımladığı rapor, cinsiyetçi dilin iş ilanlarındaki rolünü ele alıyor ve cinsiyetçi kalıpların sadece iş arayan kadınlar üzerinde değil, işe alım sürecinin tamamında adaletsiz sonuçlara yol açabileceğini vurguluyor. İşverenlerin bu konuda dikkatli olmaları gerektiğini hatırlatan çalışma, iş dünyasında toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlama konusunda dilin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Cinsiyetçi dil özellikle liderlik pozisyonlarında
IAB araştırmacılarına göre, iş ilanlarında kullanılan ‘erkek egemen’ dil, kadın adaylarda ‘kendini uygun görmeme’ algısı yaratıyor. Yani, kadınlar gereken niteliklere sahip olsalar bile, iş ilanındaki dilin erkeklere hitap ettiğini düşünerek başvuru yapmaktan kaçınıyorlar. Araştırmanın en dikkat çekici bulgularından biri, iş ilanlarında ‘kararlı’ ya da ‘girişimci’ gibi özelliklerin erkeklerle daha fazla ilişkilendirilmesi ve bu tür kelimelerin kadın adayları daha az motive etmesi. Raporda şu ifade yer alıyor: “İş ilanlarında yer alan cinsiyetçi kalıplar, kadın adayların bu işlere başvurmaktan kaçınmasına ve dolayısıyla kendilerini uygun görmemelerine yol açabiliyor.” Bu durum, kadınların iş gücünde yeterince temsil edilmemesinin önemli bir nedeni olarak gösteriliyor. Özellikle liderlik pozisyonlarına dair ilanların dilinin çoğunlukla ‘erkek egemen’ olduğu gözlemleniyor.
710 meslek dalına ait iş ilanı incelendi
IAB araştırmacıları, Almanya’nın en büyük online iş bulma platformlarından biri olan BA Jobbörse üzerinde yayımlanan 710 meslek dalına ait iş ilanlarını inceledi. İlginç bir şekilde, bazı iş alanlarında kullanılan dilin, erkeklere kıyasla kadınlara daha fazla hitap ettiği görülse de STEM gibi erkeklerin yoğun olduğu alanlarda kullanılan dilin ‘erkek egemen’ olduğu açıkça ortaya çıktı. Buna karşılık, sağlık ve sosyal hizmetler gibi alanlardaki ilanlar daha ‘kadınsı’ bir dil kullanıyor. Araştırmada, kelimeler iki kategoriye ayrıldı: ‘ajanter’ (kararlı, iddialı gibi bireysel başarıya yönelik) ve ‘topluluk odaklı’ (şefkatli, işbirlikçi gibi kolektif değerleri vurgulayan). Sosyal-psikolojik çalışmalara göre, ‘ajanter’ özellikler genellikle erkeklerle, ‘topluluk odaklı’ özellikler ise kadınlarla ilişkilendiriliyor. Bu bulgu, iş ilanlarında kullanılan dilin cinsiyetçi bir temele dayandığını bir kez daha doğruluyor.
Cinsiyet tarafsız bir dil mümkün mü?
Euronews haberinde dikkat çekilen bir diğer önemli nokta ise, Almanya’da ve diğer Avrupa Birliği ülkelerinde iş ilanlarında açıkça cinsiyet belirtilmesinin yasak olması. Ancak bu yasak, iş ilanlarının tarafsız olmasını tamamen garanti edemiyor. Almanya’da bu sorunu çözmek için ‘cinsiyet yıldızı’ (gender star) kullanılıyor. Örneğin, öğretmen anlamına gelen ‘Lehrer’ kelimesi, kadın ve erkek öğretmenleri aynı anda kapsaması için ‘Lehrer’in şeklinde yazılıyor. Ancak bu dil kullanımının bazı çevrelerde tartışma yarattığı ve dilsel doğruluğu zedelediği yönünde eleştiriler de bulunuyor.
Kız öğrenciler matematikte kendine güvenmiyor
İş ilanlarındaki cinsiyetçi dilin iş hayatında cinsiyet eşitsizliğini nasıl körüklediği tartışılırken, bu sorunun eğitimde başladığına dikkat çeken Bielefeld Üniversitesi’nden Prof. Dr. Alexandra Scheele, Euronews’e verdiği demeçte bu durumun kökenine iniyor. Scheele, “Kız öğrenciler matematik dersinde erkeklerle aynı notlara sahip olsa bile, kendilerini bu konuda yeterince iyi görmeyebiliyor. Bu durum, iş seçimi sırasında kadınların kendilerine daha az güvenmesine ve daha dar bir meslek yelpazesinden seçim yapmasına neden oluyor” diyor. Scheele, kadınların iş ilanlarında ‘erkek egemen’ bir dil kullanıldığında bu ilanlara başvurmaktan kaçınma eğiliminde olduklarını ve çoğunlukla zaten niteliklerine uygun pozisyonlara başvurduklarını belirtiyor. Bu da iş gücü piyasasında cinsiyet temelli ayrımların devam etmesine yol açıyor.
Cinsiyetçi kalıpların aşılması için çözüm önerileri
İş dünyasında cinsiyet eşitsizliğinin önüne geçmek için dilde yapılan bu değişiklikler önemli bir adım olsa da, Prof. Dr. Scheele’ye göre tek başına yeterli değil. İşe alım süreçlerinde hâlâ ‘bana benzeyen’ adayların tercih edilmesi yaygın bir durum. Yani, bir pozisyonu daha önce bir erkek doldurduysa, yeni adayın da erkek olması gerektiği algısı devam ediyor. Sonuç olarak, iş ilanlarında kullanılan dilin daha kapsayıcı hale getirilmesi, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini azaltmada bir adım olarak görülse de bu sorunun eğitim ve işe alım süreçlerinde de ele alınması gerektiği açık. IAB raporu, iş ilanlarındaki cinsiyetçi dilin, iş dünyasında kadınların önünde bir engel oluşturduğunu gözler önüne seriyor. Bu engellerin aşılması için ise hem dilin daha kapsayıcı hale getirilmesi hem de eğitimden başlayarak kadınların iş dünyasında kendilerine güvenle yer bulabilmesi için gerekli adımların atılması gerekiyor.
Bu yazı, Euronews'in İstihdam Araştırma Enstitüsü (IAB) raporuna dayanan haberinden alınarak derlenmiştir.