UNESCO’nun dünyada kız çocukları ve kadınların eğitim hakkını analiz eden verilerine göre ilk ve ortaokul çağında 118.5 milyon kız çocuğu okula gitmiyor.
Dünya genelinde her alanda cinsiyet eşitsizliği sürüyor. UNESCO, eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin son bilgi notunu yayımladı. Yeni bilgi notu, inovasyon ve teknolojide cinsiyetler arası farkları vurguluyor. Birçok ülkede, yoksul kız çocuklarının okula gitmeme olasılığı, ülke ortalamasına göre iki kat daha fazla. Bilgi notu, kız çocuklarının ve kadınların güçlendirilmesine katkıda bulunacak, yenilik ve teknoloji alanında önemli boşlukların varlığını ortaya koyuyor. Toplumsal cinsiyete duyarlı eğitim yoluyla kızların ve kadınların, yenilik ve teknolojiye nasıl dahil edileceğine dair öneriler sunuyor. Bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) alanlarındaki kariyerlerde kadınlar, yetersiz temsil ediliyor. Kadınlar, teknoloji sektörünün hiçbir düzeyinde yeterince temsil edilmiyor. Bu olgu, özellikle iş gücünün sadece yüzde 24'ünü temsil ettikleri yönetim kademelerinde gözlemleniyor. Kadınlar, küresel düzeyde bilim, araştırma ve geliştirme pozisyonlarının sadece yüzde 31'ini temsil ediyor. En düşük oranlar, Güneybatı Asya’da (yüzde 24), Doğu Asya ve Pasifik'te (yüzde 27) yer alıyor. Yapay zekâ (AI) alanında, profesyonellerin sadece yüzde 22'sini kadınlar oluşturuyor. Bu bağlamda, büyük yapay zekâ konferanslarına davet edilen araştırmacıların yalnızca yüzde 18'i kadın. UNESCO'nun 2019 verilerine göre, bu sektörde kadınların yeterince temsil edilmemesi, AI sistemleri tarafından cinsiyet klişelerinin güçlendirilmesine katkıda bulunuyor.
Eşitsizlik okullarda başlıyor
Cinsiyet eşitsizlikleri, daha eğitim kademelerinde (anaokulu, ilk, orta ve yüksek) başlıyor. Bu durum da, kızların ve kadınların, yenilik ve teknolojinin geliştirilmesine katılımını sınırlıyor. Kız çocuklarının teknolojiyle ilgili çalışmaları sürdürme olasılığı erkeklere göre daha düşük. 2018'de küresel olarak, mühendislerin yalnızca yüzde 28'i ve bilgisayar bilimleri mezunlarının ise yüzde 40'ı kadındı. Üstelik 2019'da 121 ülkenin 30'unda mühendislik bilimleri mezunlarının yüzde 20'den azı ve 115 ülkeden 61'inde ise, bilgisayar bilimleri mezunlarının yüzde 30'dan azı kadın. Kendine güven, STEM alanlarına başlamanın temel unsuru. Hem kızlar hem de erkekler için, matematik veya fen becerilerine olan yüksek güven; bu alanlarda çalışmayı isteme olasılığının artması ile ilişkili. Kızların matematik ve fen becerilerine olan güvenleri, STEM hakkında toplumsal cinsiyet klişelerini koruyan ve hatta yayan akranları, ebeveynleri, öğretmenleri ve rehber danışmanları tarafından baltalanabilir. Bu güven eksikliği, yetişkinliğe kadar sürebilir. Öğretmenler, fen ve matematik bilgilerinin aktarmasını hafife alabilir. Az gelişmiş, gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerin verileri incelendiğinde; her alanda kadın-erkek eşitsizliği, ülkelerin gelişmişlik düzeyine göre değişiyor.
Afganistan’da yükseköğrenime erişime engel
Dünyada, okula kayıt ve devamlılıkta cinsiyetler arası uçurumda son yirmi yılda çok az bir gelişme görüldü. Birçok kız çocuğu ve kadın, cinsiyet eşitsizliği ve ayrımcı uygulamalar nedeniyle, eğitim haklarını kullanamadı. UNESCO'nun ‘Dünyada Eğitim Göstergelerini Görselleştirme’ aracında yer alan tahminlere göre, ilk ve ortaokul çağındaki 118.5 milyon kız çocuğu okula gitmiyor. Bu veriler, koronavirüs salgınının eğitim sistemleri üzerindeki olası sonuçlarını yansıtmıyor. Bazı ülkelerde, kızların eğitim hakkı hâlâ daha önemli ölçüde engelleniyor. Afganistan'da kızların orta ve yükseköğrenime erişimleri reddediliyor. Yoksulluk, dünyanın birçok ülkesinde kız çocuklarının; eğitiminin önündeki en büyük engellerden biri. Dünyada 20'den fazla ülkede, kırsal alanlarda yaşayan genç kadınların; yüzde 10'undan azı lise eğitimini tamamlamış durumda. UNESCO'nun dünyada kız çocukları ve kadınların eğitim hakkını analiz eden, etkileşimli aracı SonAtlas tarafından açıklanan verilere göre; dünyadaki ülkelerin yüzde 2'sinde evli, hamile, ‘çocuk anneler’ ve kadınların eğitim hakkını sınırlayan yasalar var. 2020'de, kadınlar okur-yazar olmayan yetişkinlerin üçte ikisini oluşturuyor. Yani, 478.5 milyon kadın hâlâ daha okur-yazar değil. Kırsal alanlarda kadınların durumu daha kötü. En az 15 ülkede, kırsal alanlarda yaşayan 25-64 yaş arası kadınların okur-yazar olmayanların sayısı; kentsel alanlarda yaşayanlara göre iki kat daha fazla. Yoksulluk, erken yaşta zorla evlilik ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet; dünya çapında okula gitmeyen ve okuma-yazma bilmeyen kız ve kadınların; yüzdesinin yüksek olmasının nedenlerden sadece birkaçı sayılabilir. Ancak, bazı az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden alınan veriler, kız çocukların sınıf arkadaşları ve öğretmenler tarafından uygulanan fiziksel veya istenmeyen cinsel istismar nedeniyle okula gidememe olasılığının erkeklerden daha yüksek olduğunu gösteriyor.