Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Algıları Araştırması, 20 ülkedeki toplumsal cinsiyete dayalı algı ve tutumlarla ilgili çarpıcı veriler ortaya koyuyor.
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women), tarafından yürütülen Unstereotype Alliance platformu üyelerinin katkılarıyla gerçekleşen Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Algıları Araştırması, toplumsal cinsiyete dayalı algı ve tutumları değerlendirmek amacıyla gerçekleştirildi. Unstereotype Alliance platformu üyeleri AT&T, Johnson & Johnson, Kantar, Procter & Gamble ve Unilever iş birliğinde yürütülen araştırma, kalıp yargıların zaman içinde nasıl değiştiğini gösterirken, Türkiye hakkındaki şaşırtıcı gerçekleri gün yüzüne çıkarıyor. Araştırma sonuçlarına göre; 2018’den bu yana Türkiye’de toplumsal cinsiyete dayalı kalıp yargı ve tutumlarda olumlu yönde değişim gözlemlense de çalışan kadın ve anneler için çok fazla bariyer var.
Araştırmada öne çıkan veriler şöyle;
- Yüzde 30’luk bir kitle erkeklerin aynı iş için kadınlardan daha fazla ücret alması gerektiğini düşünürken katılımcıların yüzde 34’ü, kadının kocasından daha fazla kazanmaması gerektiğine inanıyor.
- Katılımcıların yüzde 54’ü evi geçindirenin erkek olması gerektiğine inandığı için erkeklerin kadınlardan daha fazla kazanmasını doğal karşılıyor.
- Katılımcıların yüzde 41.5’i, erkeğin işinin para kazanmak, kadının işininse ev ve aile işleri ile ilgilenmek olduğunu düşünürken, yüzde 54.5’i ise kadınların daha az çalışıp ailelerine daha fazla zaman ayırması gerektiğine inanıyor.
- Anne çalıştığında çocukların zarar gördüğünü düşünen katılımcıların oranı, babaları çalıştığında çocukların zarar gördüğüne inananların tam iki katı olarak karşımıza çıkıyor.
- Katılımcıların yüzde 61’den fazlası, kadınların medya tarafından geleneksel roller dahilinde tasvir edildiğini düşünürken erkekler için bu oran yüzde 64.
- Yüzde 18’lik bir kitle ise, çoğu kadının hem evde hem de kamusal alanda güvende hissetmediğini düşünüyor.
- Katılımcıların çoğu eşit işe eşit ücret, tüm alanlarda kadın haklarına daha fazla saygı duyulması, kaliteli sağlık hizmetleri ve üniversite eğitimine erişim gibi konuların Türkiye’nin başarısı için önemli olduğunu düşünüyor. Fakat her 3 katılımcıdan 1’i, erkek çocuklarının üniversite eğitimi almasının daha önemli olduğuna inanıyor.