Toplumsal cinsiyet eşitliğini anlamaya ve bu konuda farkındalık yaratmaya yardımcı olabilecek önemli kavramları ‘Eşitsizlik Sözlüğü’nde bir araya getirmeye çalıştık.
Kadın ve erkek arasındaki toplumsal eşitsizlik, hayatın birçok alanında kendini gösteriyor; iş hayatında, aile içinde, eğitimde ve hatta dil kullanımında. Bu eşitsizliklerin bazıları açıkça görülebilirken, bazıları ise kültürel kodlar ve sosyal yapılar içinde gizli. ‘Eşitsizlik Sözlüğü’ adı altında, toplumsal cinsiyet eşitliğini anlamaya ve bu konuda farkındalık yaratmaya yardımcı olabilecek önemli kavramları bir araya getirdik.
Cam tavan: Kadınların kariyerlerinde belirli bir noktadan sonra yükselmelerini engelleyen görünmez bariyerlerdir. İş dünyasında, kadınların üst düzey yönetim pozisyonlarına erişimindeki kısıtlamalar bu kavramla tanımlanır.
Cam uçurum: Kadınların başarısızlık ihtimali yüksek veya riskli pozisyonlara atanması durumudur. Bu pozisyonlar genellikle sorunlu dönemlerde verilir ve kadınların daha fazla eleştiriye maruz kalmasına yol açar.
Cinsiyete dayalı ücret farkı: Kadınların, erkek meslektaşlarına kıyasla aynı iş için daha düşük ücret alması durumudur. Avrupa Birliği’nde bu fark ortalama yüzde 12.7 olarak ölçülür.
Yapışkan zemin: Kadınların düşük ücretli ve alt pozisyonlarda kalmalarına neden olan sosyal ve yapısal engelleri ifade eder.
İkinci vardiya: Kadınların işten döndükten sonra evde bakım ve ev işleri gibi sorumlulukları üstlenmeleri durumudur. Bu kavram, kadınların üzerinde orantısız bir iş yükü olduğunu vurgular.
Bakım krizi: Kadınların çocuk, yaşlı ve hasta bakımı gibi ücretsiz bakım emeğini üstlenmeleriyle oluşan sorumluluk yüküdür. Bu durum, kadınların ekonomik ve sosyal yaşamdan dışlanmalarına yol açabilir.
Cam asansör: Erkeklerin kadın ağırlıklı sektörlerde bile hızlı bir şekilde terfi etmeleri durumudur. Özellikle eğitim ve sağlık sektörlerinde sıkça görülür.
Toplumsal cinsiyet rolleri: Kadınlar ve erkekler için toplum tarafından uygun görülen davranış, sorumluluk ve görev kalıplarıdır. Bu roller, eşitsizliğin temel sebeplerinden biridir.
Feminizm: Kadınların sosyal, ekonomik ve politik alanlarda erkeklerle eşit haklara sahip olması gerektiğini savunan ideolojidir.
Cinsiyet algısı: Kadınlar ve erkeklerin toplum tarafından nasıl algılandığını ifade eder. Bu algılar, bireylerin sosyal rollerini ve fırsatlarını doğrudan etkiler.
Pembe vergi: Kadın ürünlerinin erkek ürünlerine göre daha pahalıya satılmasını ifade eder. Bu durum, kadınların günlük hayatta fazladan maliyetlerle karşılaşmasına yol açar.
Cinsiyete duyarlı dil: Toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyen, ayrımcılıktan uzak dil kullanımını ifade eder. ‘Kız gibi ağlama’ gibi ifadelerin yerine eşitliği vurgulayan bir dil kullanılması bu kapsamdadır.
Kadın dostu şehirler: Kadınların güvenli, erişilebilir ve eşit bir şekilde yaşayabileceği alanlar sunan şehirleri ifade eder. Güvenli toplu taşıma, iyi aydınlatılmış sokaklar ve bakım hizmetlerinin yaygın olduğu alanlar bu şehirlerin özelliklerindendir.
Bu kavramlar, toplumsal cinsiyet eşitliğini anlamak ve bu konuda farkındalık yaratmak için önemli bir rehber sunuyor. Daha eşit bir gelecek için bu terimlerin ne anlama geldiğini bilmek ve günlük hayatta gözlemlemek fark yaratabilir.