PwC’nin 26. Küresel CEO Araştırması Yayımlandı

31.03.2023

PwC'nin Ekim ve Kasım 2022'de 105 ülke ve bölgede 4.410 CEO, Türkiye’den ise 87 CEO’nun katılımı ile gerçekleştirdiği 26. Küresel CEO araştırmasına göre, CEO'ların yaklaşık dörtte üçü (%73) küresel ekonomik büyümenin önümüzdeki yılda yavaşlayacağını düşünürken bu oran Türkiye’deki CEO’larda %77’ye çıkıyor.

Bu karamsar görünüm, 12 yıl önce bu soru ilk defa sorulduğundan beri CEO'ların küresel ekonomik büyüme konusunda sahip oldukları en kötümser bakış açısı olmasının yanı sıra 2021 ve 2022'de araştırmaya katılanların üçte ikisinden fazlasının (sırasıyla %76 ve %77) ekonomik büyümenin iyileşeceğini düşündüğü iyimser görüşlerden kayda değer bir sapma ortaya koyuyor.

Araştırmada öne çıkan sonuçlar

  • Bir yıl önce siber ve sağlık alanındaki tehditler en önemli endişeler iken, bu yıl ekonomik gerilemenin etkisi CEO'lar için ilk sırada yer alıyor. Enflasyon (%40) ve makroekonomik dalgalanma (%31) önümüzdeki 12 ay ve önümüzdeki beş yıl boyunca CEO'lar gündemindeki tehditlerin başında geliyor. Hemen ardından, %25 ile finansal olarak jeopolitik çatışma, siber riskler (%20) ve iklim değişikliği (%14) geliyor.
  • Avrupa’daki savaş ve dünyanın diğer bölgelerindeki artan jeopolitik çerçevedeki endişeler CEO'ların iş modellerini çeşitli yönleriyle yeniden ele almalarına neden oldu. Katılımcıların neredeyse yarısı jeopolitik çatışmaya maruz kalırken, siber güvenlik veya veri gizliliğine yapılan yatırımları artırarak (%48), tedarik zincirlerinde düzenlemeler yaparak (%46), pazardaki payını yeniden değerlendirerek veya yeni pazarlara açılarak (%46) ya da ürün/hizmetlerini çeşitlendirerek (%41) daha geniş bir yelpazedeki olasılıkları stratejilerine ve kurumsal operasyonel modellerine dahil ettiler.
  • Mevcut koşullar karşısında, CEO'lar maliyetleri düşürmenin ve gelir artışını teşvik etmenin yollarını arıyor. CEO'ların %52'si (Türkiye %74) operasyonel maliyetlerin düşürüldüğünü, %51'i  (Türkiye %75 )fiyatların yükseltildiğini ve %48'i (Türkiye %48)  ürün ve hizmetlerin çeşitlendirildiğini belirtiyor. Bununla birlikte yarısından fazlası, yani %60'ı, önümüzdeki 12 ay içinde işgücünü azaltmayı planlamadıklarını söylüyor. Katılımcıların %80’i yetenekleri elde tutmak ve işten ayrılma oranlarını azaltabilmek için personel ücretlerini düşürmeyi düşünmüyor.
  • CEO'lar, uzun vadeli toplumsal değer yaratmak için güven inşa etmek ve sürdürülebilir sonuçlar elde etmek için çok çeşitli paydaşlarla işbirliği yapma ihtiyacına değiniyor. Araştırma sonuçları, şirketlerin sürdürülebilir kalkınma (%54), çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık (%49) ve eğitim (%49) için ticari olmayan kuruluşlarla iş birliği yaptığını ortaya koyuyor.

Raporun tamamını buradaki linkten okuyabilirsiniz.

 

PwC ve Wellbees’ten ‘İş Gücünde Sürdürülebilirlik’ Araştırması

PwC ve Wellbees; eşitlik, kapsayıcılık, esenlik, yetenek açığı ve bağlılık gibi kavramlar üzerinden iş gücünün genel durumunu ortaya koyan ve daha sürdürülebilir bir çalışma hayatı yaratmanın yollarını inceleyen ‘İş Gücünde Sürdürülebilirlik’ araştırmasını yayımladı.

PwC Türkiye’nin yeni nesil çalışan esenliği platformu Wellbees ile hazırladığı ‘İş Gücünde Sürdürülebilirlik’ araştırması eşitlik, kapsayıcılık, adalet, etik, esenlik, yetenek açığı ve bağlılık gibi iş gücünde sürdürülebilirlik için başlıkları altında çalışanlar arasındaki genel görünümü ortaya koyuyor. Araştırma şirketlerin bu tabloyu iyileştirmek için hangi yolları izlemesi gerektiğine ışık tutuyor. Çalışmanın öne çıkan sonuçları, sosyal sürdürülebilirlik stratejisi, esenlik, yetenek açığı, psikolojik güvenlik skorları ve çalışan bağlılığı alanlarında değerlendirildi.

Araştırmada “Kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler kapsamında iş gücü planları değerlendirilirken sosyal sürdürülebilirlik perspektifinden bakılıyor mu?” sorusuna yanıt arandı. Araştırmanın sonuçlarına göre şirketlerin bu alanda en öncelik verdiği strateji çeşitlilik ve kapsayıcılık oldu.  Katılımcıların %24,9’u ilk sırada buna işaret etti. 

Şirketlerin gündeminde yer alan diğer stratejilerse şöyle sıralandı: Destekleyici eğitimler ve programlarla yetenek kazanımı ve gelişimi (%22,8), çalışan esenliği uygulamaları (%20,6), sosyal sorumluluk projeleri aracılığıyla toplumsal adaletin sağlanması (%19,3) ve tedarikçilerin etik uygulamalara sahip olması (%12,5).  Öte yandan şirket kırılımına bakıldığında, KOBİ şirketlerinde yetenek ve beceri kazanımı/geliştirmeye yönelik uygulamalara biraz daha fazla önem verildiği görüldü.

Raporun tamamını buradaki linkten okuyabilirsiniz.