İş dünyası ve politikacılar, dünya çapında her yıl yüzde 25’i tahrip olan ve 40 milyar dolarlık ekonomik kayıp yaratan arazi bozulumuna karşı, “Ankara Deklarasyonu” ile ortak hareket etme kararı aldı. 100’den fazla ülkenin Ankara’da bir araya geldiği Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi 12. Taraflar Konferansı-COP12’de açıklanan deklarasyon, arazi bozulumunun dengelenmesi için gelecek 15 yılda neler yapılması gerektiğini ortaya koyuyor.
2015 Uluslararası Toprak Yılı’nın en önemli toplantılarından biri olan “Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi’nin “12. Taraflar Konferansı” (UNCCD – COP12) 12-23 Ekim arasında Ankara’da yapıldı. Konferansta 100’den fazla ülkenin bakanları ve 8 binin üzerinde katılımcı yer aldı. İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD) ve onun küresel ağı Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi (WBCSD), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile işbirliği kapsamında COP12’ye katıldı. SKD üyeleri, Garanti Bankası, Sütaş ve EkoRE konuyla ilgili sunumlarıyla toplantının çıktılarına önemli katkıda bulundu. Toplantı, Ankara Deklarasyonu’nun açıklanmasıyla sona erdi. Deklarasyon, arazi bozulumunun dengelenmesiyle ilgili önümüzdeki 15 yıl boyunca yapılacaklara dair iş dünyası ve politika yapıcıların rolünün ne olduğunu ortaya koydu.
İş dünyası, siyasilerle ilk kez arazi tahribatını konuştu
194 ülkenin taraf olduğu BM Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi tarihinde ilk kez iş dünyası, Taraflar Toplantısı’nın üst düzey paneline davet edilerek politika yapıcılarla diyalog kurma fırsatı elde etti. WBCSD’nin önemli bir rol üstlendiği bu panelde, dünyanın önde gelen şirketlerinin üst düzey yöneticileri ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu yer aldı. Ülke temsilcileri arazi bozulumunun dengelenmesi konusunda iş dünyasının girişimini ve Ankara Deklarasyonu’nu memnuniyetle karşılarken, iş dünyasını bu hedefleri gerçekleştirmek konusunda destekleyeceklerini belirttiler.
Arazi bozulumunun dengelenmesi, Eylül ayında açıklanan BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile birlikte uluslararası gündemde daha fazla yer almaya başladı. Ankara Deklarasyonu, iş dünyasının konuyla ilgili farkındalığının ve katkısının artırılmasını amaçlıyor.
Deklarasyon, kullanılabilir arazilerin her yıl dünya çapında yüzde 25’inin tahrip olduğunu ve bunun yaklaşık olarak 40 milyar dolarlık ekonomik kayıp yarattığını belirtiyor. Arazi bozulumunun, gıda ve su güvenliği, karbon salımı, biyoçeşitlilik kaybı, siyasi ve sosyal risklerle doğrudan ilişkili olması nedeniyle hem toplum hem de ekonomi üzerinde çok önemli etkileri olduğuna dikkat çekiyor.
İş dünyası, arazi bozulumu konusunda nelere dikkat edecek?
Üç bölümden oluşan deklarasyonun birinci bölümünde arazi bozulumunun doğrudan veya dolaylı olarak iş dünyası ve bütün ekonomi için önemli riskler taşıdığına dikkat çekiliyor. Arazi bozulumunun dengelenmesinin iş dünyası açısından fırsat olduğu vurgulanırken, potansiyeli değerlendirme ve verimlilik artışı için fırsat yarattığı belirtiliyor. Arazi bozulumu sonucu artan sosyal çatışmalar ve zorunlu göç gibi durumlar iş dünyası açısından da verimlilik ve gelir kaybına neden oluyor. Arazi bozulumunun önlenmesi uygulamaları; pazara erişimin kolaylaşması, marka ve itibar artışı sağlaması gibi etkilerinden dolayı verimlilik ve kar artışı konusunda iş dünyasına fırsat sağlıyor.
Deklarasyonun ikinci bölümünde iş dünyasının konuyla ilgili nasıl katkı sağlayacağı anlatılıyor. Deklarasyonu destekleyen firmaların, arazi bozulumunu durdurmak ve tersine çevirmek için arazi kullanımı planlarını ve sürdürülebilir arazi yönetimi uygulamalarını teşvik edeceklerini taahhüt ettikleri belirtiliyor. Ayrıca, iş dünyasının faaliyetlerini yürütürken aşağıdaki konuları temel alması gerektiği ifade ediliyor:
• Sürdürülebilir tarım yoluyla tarım ve tarımsal ormancılık arazilerinin korunması
• Sürdürülebilir orman yönetimi
• Biyoçeşitliliğin ve ekosistemlerin korunması
• Havzaların korunması
• Atık su yönetimi
• Atık miktarının azaltılması
• Salgın hastalıklar ile mücadele
• Zirai mücadele
• Rüzgar, güneş ve biyokütle enejisi kullanımının artırılması
• Sürdürülebilir turizm yatırımları ve doğal altyapının arazi kullanım planlarına entegre edilmesi
Toprak ve para kaybını önlemek için hükümetlerin rolü ne olacak?
Deklarasyonun son bölümünde ise destek için hükümetlere çağrıda bulunuluyor. Özel sektörün sürdürülebilir arazi yönetimi konusunda yatırım yapması ve bununla ilgili çalışmalarının artması için teşviklerin önemi vurgulanırken, uzun vadeli politikaların ve yasal çerçevenin gerekli olduğu dile getiriliyor. Deklarasyonda, arazi bozulumunun dengelenmesi konusunda ulusal stratejilerin geliştirilmesi, bu stratejilerin uygulanması ve etkilerin izlenmesi için gerekli adımlar da tanımlanıyor. Bu kapsamda, arazi bozulumunun dengelenmesi konusunda hedefe yönelik teknik ve finansal destek sağlanması, ilgili bütün paydaşların yer alacağı bir diyalog mekanizmasının kurulması, bilgi eksikliğinin giderilmesi ve yaygın iletişim stratejisinin geliştirilmesi ve uygulanması konusunda çağrı yapılıyor.
Türkiye 2017’ye kadar İş Forumu’nun başkanlığını yapacağı için Ankara Deklarasyonu’nda alınan kararların uygulanmasını da takip edecek. Deklarasyon iş dünyası açısından gelecek döneme ışık tutan temel doküman olma özelliğini taşıyor. COP12’de alınan kararlar, Türkiye tarafından, bu yıl Aralık ayında Paris’te yapılacak İklim Değişikliği Zirvesi’ne de sunulacak.
Ankara Deklarasyonu’nun tam metnine ulaşmak için
tıklayınız.