SKD’den insan odaklı yönetime katkı kılavuzu: İş Sağlığı ve Güvenliğini Doğru Anlamak ve Uygulamak
İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD), şirketlerin faaliyetlerini iş sağlığı ve güvenliği politikalarına uygun olarak sistematik bir yapıda yürütmelerini sağlayacak “İş Sağlığı ve Güvenliğini Doğru Anlamak ve Uygulamak” isimli kılavuzu hazırladı. Kılavuz, iş sağlığı ve güvenliğinin hem iş dünyasında hem de toplumun her kesiminde benimsenerek bir kültür haline gelmesi yönünde önemli bir katkı sunacak. “İnsan, her kurumun en önemli değeridir” düşüncesini temel alan kılavuzda, 'yönetimin destek ve kararlılığı' en çok vurgulanan konu oldu.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre; dünyada her yıl 2,3 milyon çalışanın iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle hayatını kaybediyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de iş kazaları her gün 4 çalışanın hayatına mal oluyor. İSG uygulamalarına yeterince önem verilmemesinin maliyeti, yıllık gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 4’ü olarak tahmin ediliyor. Bu rakamların önüne geçmenin tek çaresi ise iş sağlığı ve güvenliğini yasalar nedeniyle uygulanması gereken ‘zorunlu’ önlemler değil, bir ‘kültür’ olarak benimseyebilmekten geçiyor.
İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD) İş Sağlığı ve Güvenliği Çalışma Grubu tarafından, Borçelik, Brisa, Çayeli Bakır ve Yıldızlar Yatırım Holding’in desteğiyle hazırlanan “İş Sağlığı ve Güvenliğini Doğru Anlamak ve Uygulamak” isimli kılavuz, iş dünyasına bu kültürün yerleşmesi konusunda büyük bir katkı sunuyor.
Kılavuz, risk değerlendirme ve yönetim kültürüne odaklanan proaktif iş güvenliği yönetimine dayanıyor ve şirketleri, kaza ve sağlık sorunları yaşanmadan önleyici davranmaya yöneltiyor. Kılavuz ile Türkiye iş dünyasında iş sağlığı ve güvenliği kültürünün içselleştirilmesi ve iyi örnekler aracılığı ile yaygınlaştırılması amaçlanıyor.
Kılavuzda, proaktif yaklaşım ile kazaların nasıl bir adım önünde olunacağı, tehlikelerin belirlenmesi ve risk değerlendirmesinin yapılması ile güvenli bir iş ortamının nasıl yaratılabileceği, bunun için atılması gereken adımların neler olabileceği anlatılıyor. Ayrıca yaşanmış olaylardan ders çıkartılması esasına dayanan reaktif / düzeltici anlayıştan nasıl faydalanılacağı da paylaşılıyor.
Kılavuzun hedef kitlesi, işletme çalışanları, alt işveren ve tedarikçi firmalar ile çalışanlar, ziyaretçiler, stajyer ve mesleki beceri öğrencileri. Kılavuz ile bu kişi ve grupların işyerlerinde yürütecekleri faaliyetlerin güvenli ve sağlıklı bir şekilde yerine getirilmesi hedefleniyor.
“İNSAN İÇİN, ÇEVRE İÇİN, SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR GELECEK İÇİN”
Kılavuzun iş sağlığı ve güvenliğini kurum kültürü haline getirmekte şirketlere faydalı olmasını amaçladıklarını söyleyen SKD Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Bayman, “İş sağlığı ve güvenliği konusunda derneğimiz üyelerinin faaliyette bulunduğu sektörlerde liderlik etmeyi hedefliyor, toplumumuzda iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda farkındalık yaratmaya devam etmeyi ve bu alanda toplumun tüm kesimlerine destek olmayı amaçlıyoruz. İş sağlığı ve güvenliğinin ‘kurumsal’ olduğu kadar ‘toplumsal’ bir ‘kültür’ olarak da yerleşmesi gerektiğini düşünüyoruz. ‘İş Sağlığı ve Güvenliğini Doğru Anlamak ve Uygulamak’ insan için, çevre için ve sürdürülebilir bir gelecek için hepimizin görevi.”
“İNSANI ODAĞINA ALMAYAN BİR ŞİRKET SÜRDÜRÜLEBİLİR OLAMAZ”
İş Sağlığı ve Güvenliğinin, sürdürülebilir kalkınmanın en önemli konu başlıkları arasında yer aldığını vurgulayan Bayman şöyle devam etti: “Kurumların tüm faaliyetlerinde iş sağlığı ve güvenliği başta olmak üzere, tüm sürdürülebilirlik prensiplerini gözetmesinin önemine inanıyoruz. ‘İnsan’ı odağa almayan bir şirketin, herhangi bir kurumun ya da devletin, kendi sürdürülebilirliğini sağlaması günümüzde pek de mümkün görünmüyor. İş ortamında alınması gereken önlemler alınmadığında ve kurumun ‘tüm kademeleri’ ile iş sağlığı ve güvenliği yaklaşımını içselleştirmesi için gerekli çalışmalar yapılmadığında ortaya çıkacak sonuçlar, yatırımın maddi boyutu ile insan sağlığının kıyaslanamaz olduğunu gösterecektir. İş güvenliği bilincini yükseltmek, riskleri kontrol etmek, sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı oluşturmak, iş kazaları ve meslek hastalıklarını önlemek için yerine getirilmesi gereken şartları tanımlamak, yasal zorunluluk olduğu kadar, kurumların en önemli değeri olan insana verdikleri değerin de göstergesi.”