IV. Sürdürülebilir Finans Forumu geniş bir katılımla gerçekleştirildi.
Bakan Yılmaz: “Kalkınma, artan refahın topluma adil dağıtılmasıdır”
İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye), Birleşmiş Milletler Çevre Programı Finans Girişimi (UNEP FI) ve Global Compact Türkiye iş birliğiyle düzenlenen IV. Sürdürülebilir Finans Forumu, “Kapsayıcı Büyüme İçin Kapsayıcı Finans” başlığıyla Borsa İstanbul’da gerçekleştirildi. Forum’un açılışında konuşan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, kalkınma ile birlikte refahın artmasından ve adalet kavramından da bahsedilmesi gerektiğini ifade ederek “Nerede yaşıyor olursa olsun, hangi toplumsal kesimden gelirse gelsin, bütün bireylerin eşit fırsatlardan faydalanması, kalkınmanın özünü oluşturan kavramlardan bir tanesi” dedi.
İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye), Birleşmiş Milletler Çevre Programı Finans Girişimi (UNEP FI) ve Global Compact Türkiye iş birliğiyle düzenlenen Sürdürülebilir Finans Forumu’nun dördüncüsü, 11 Mayıs Çarşamba günü Borsa İstanbul’da gerçekleştirildi.
Borsa İstanbul’un ev sahipliğinde, Garanti Bankası ve Şekerbank’ın ana sponsorluğu, TSKB’nin ise destek sponsorluğu ile düzenlenen Forum’un bu yılki teması, dünyanın ve Türkiye’nin gündeminde giderek daha çok yer tutan çevresel açıdan sürdürülebilir ve sosyal açıdan kapsayıcı büyümenin finansmanı konusunda farkındalık sağlamak üzere “Kapsayıcı Büyüme İçin Kapsayıcı Finans” oldu.
Açılış konuşmalarını Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Karadağ, SKD Türkiye Başkanı Canan Ercan Çelik ve UN Global Compact Türkiye Başkanı Mustafa Seçkin’in yaptığı Sürdürülebilir Finans Forumu’nda, güçlü ve sürdürülebilir büyüme için finansmanın kapsayıcı olmasının önemi vurgulandı.
Forum’da “Gelişmekte Olan Ülkelerde Kapsayıcı Finans” ve “Finansal Kapsayıcılık Konusunda İyi Uygulamalar” başlığıyla gerçekleştirilen panellerde, yerli ve yabancı uzmanlar, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme ile finansman arasındaki ilişkiyi iş dünyası açısından ele alarak bu alandaki iyi uygulamaları paylaştılar.
Bakan Yılmaz: “Kalkınmanın kapsayıcı olması, bireyler ve şirketler için piyasalara ve kaynaklara erişim açısından fırsat eşitliği sunmasını ifade eder”
Forum’un açılışında konuşan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, kalkınmanın ekonomiden ibaret olmadığını, ekonominin kalkınmanın önemli bir unsurunu teşkil ettiğini belirterek, “Bir taraftan kalkınma kavramıyla birlikte refahın artmasından bahsediyoruz, diğer taraftan adalet kavramından bahsediyoruz. Artan refahın topluma adil bir şekilde dağılımı. Bütün toplumsal kesimlerin artan refahtan hak ettikleri payı almaları. Buna kalkınmanın sosyal boyutu diyebiliriz. Fırsat eşitliği kavramı burada son derece önemli. Nerede yaşıyor olursa olsun, hangi toplumsal kesimden gelirse gelsin, bütün bireylerin eşit fırsatlardan faydalanması, kalkınmanın özünü oluşturan kavramlardan bir tanesi” dedi. Kalkınmanın; çevre ve sürdürülebilirlik boyutunun önemine de vurgu yapan Yılmaz, en fazla altını çizdikleri kavramlardan birinin de kapsayıcılık olduğunu söyledi. Yılmaz, “İstikrarlı bir büyümenin yanı sıra hukukun üstünlüğü, insani gelişmişlik, çevrenin korunması ve kaynakların sürdürülebilir kullanımı gibi unsurları Kalkınma Planımıza derz ettik” dedi. BM’nin ortaya koyduğu ve dünya liderlerinin de kabul ettiği Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin son derece önemli olduğuna işaret eden Yılmaz, daha önce Binyıl Kalkınma Hedefleri’nin olduğunu, çok başarılı bir dönemin geride kaldığını ve dünyada yoksullukla mücadele anlamında önemli mesafe alındığını anlattı. Şu anda dünyanın çok daha geniş bir çerçeveye ihtiyacı olduğunu dile getiren Yılmaz, “Dünya, bazı konularda mesafe aldı ama küresel ısınma ve iklim değişikliği konuları başta olmak üzere birçok alanda da meydan okumalarla karşıya ve henüz önemli bir ilerleme sağlayabilmiş değil. Bundan sonraki süreç, asıl belirleyici olacak. O da uygulama meselesi. Gerçek anlamda ilerleme, uygulamaya bağlı. Hep birlikte bu sürecin izlenmesi gerekiyor” diye konuştu.
Birleşmis Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin özünün “Herkes için sürdürülebilir ve kapsayıcı ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmek, tam ve üretken istihdamı ve insan onuruna yakışır işleri sağlamak” olarak belirlendiğini anımsatan Yılmaz, kalkınmanın kapsayıcı olmasının, bireyler ve şirketler için piyasalara ve kaynaklara erişim açısından fırsat eşitliği sunmasını ifade ettiğini, bu bağlamda kapsayıcı ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmek için gerekli kritik unsurlardan birinin de kapsayıcı finans olduğunu söyledi. Yılmaz, “Kapsayıcı finans deyimiyle, toplumun her kesiminin mali hizmetler konusundaki haklara erişiminin olması; mevcut durumda finansal hizmetlerden daha düşük pay alan yeni girişimlerin, mikro işletmelerin ve KOBİ’lerin bu hizmetlere erişiminin artırılması ve bankacılık ile sigorta ve mali hizmetleri herkesi kapsayacak şekilde genişletmek için ulusal finansal kurumlarının kapasitelerinin güçlendirilmesini anlayabiliriz” dedi.
Yılmaz, kapsayıcı büyümenin önemine işaret ederken, şunları kaydetti:
“Kapsayıcı büyüme kavramı çerçevesinde finansal enstrümanlarımızı, finans piyasalarımızı mutlaka daha fazla çeşitlendirmeliyiz, daha fazla yenilik yapmalıyız ve bütün toplumsal kesimlere ulaşmalıyız. Kapsayıcı büyüme dediğimiz, bütün toplumsal kesimlerin aslında kalkınmaya güç vermesi, katkıda bulunması, nimetlerinden de herkesin istifade etmesi. Bütün toplumsal kesimleri kucaklayan bir anlayışı, finans piyasalarımızı geliştirme vizyonu çerçevesinde hayata geçirmemiz gerekiyor. Kamu, özel sektör ve sivil toplum iş birliğiyle ulusal ve uluslar arası düzeyde geliştireceğimiz network’lerle bu hedefe ulaşacağımıza yürekten inanıyorum.”
Karadağ: “Kapsayıcı ürünler ve uygulamalar üzerindeki çalışmalarımızı arttıracağız”
Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Karadağ da ülkemizin uzun vadeli projelerinin bankacılık sistemi içerisinde kısa vadeli mevduatlar ile fonlanması neticesinde ortaya çıkabilecek vade uyuşmazlığını önlemek adına, sermaye piyasalarımızın canlılık kazanmasının oldukça önemli olduğunu vurguladı. Karadağ, bu kapsamda, başta ülkemiz olmak üzere bölgemizdeki sermaye piyasalarını geliştirmek adına, Borsa İstanbul olarak, önümüzdeki süreçte kapsayıcı ürünler ve uygulamalar üzerindeki çalışmalarını artıracaklarını, böylece, sermayenin tabana yayılmasının kolaylaştırılması ve özellikle düşük ve orta gelir grubunun yüksek getirili ürünlere yatırım yapma imkânlarının çoğaltılması noktasında yeni mekanizmalar geliştirmeyi hedeflediklerini kaydetti. Karadağ, “Böylece, ekonomiye katkıda bulunulurken gelir adaletsizliğini de azaltma noktasında ilerleme sağlamayı amaçlıyoruz. Bu vizyon çerçevesinde, başta Borsamız olmak üzere sermaye piyasalarımızın tüm aktörleri ile birlikte ülkemizin gayrimenkul, enerji, bilişim teknolojisi ve savunma sanayii alanlarındaki büyük projelerinin halkımız tarafından finanse edileceği ve gelirin de yine halkımız ile paylaşılacağı yeni modeller geliştirme gayreti içerisinde olacağız” dedi.
Çelik: “Dünya üzerinde 2 milyar insan kurumsal finansal hizmetleri kullanamaz durumda”
SKD Türkiye Başkanı Canan Ercan Çelik, dünya üzerinde 2 milyar insanın kurumsal finansal hizmetleri kullanmadığını, düşük gelirli nüfusun yüzde 73'ünün çeşitli nedenlerle banka hizmetlerini kullanamaz durumda olduğunu, gelişmekte olan ekonomilerde küçük işletmelerin yüzde 35'inin finansal kaynaklara erişimi, faaliyetlerinin önündeki en büyük engel olarak gördüğünü ifade etti. Çelik, Türkiye'de ise nüfusun yüzde 57'sinin banka hesabı olduğunu ve yine ülke nüfusunun yüzde 40'ını oluşturan en düşük gelirli kesimin sadece yarısının bir banka hesabının bulunduğunu söyledi.
Çelik, Türkiye'nin finansal kapsayıcılık konusunda dünya ortalamasına göre nispeten iyi bir durumda olduğunu kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Daha da iyi bir noktaya gelebilmek için 2014 yılında Finansal Erişim, Finansal Eğitim ve Finansal Tüketici'nin Korunması Stratejisi hayata geçirildi. Bu kapsamda Türkiye, özellikle gençler, dezavantajlı gruplar ve KOBİ'lerin finans kaynaklarına erişimi önündeki bariyerlerin kaldırılması konusunda önemli hedefler koyuyor. Konuyla ilgili yakın zamandaki gelişmelere baktığımızda da Antalya'daki G-20 Zirvesi'nin sonuç bildirgesinde ve 2015 Eylül'de açıklanan BM Kalkınma Hedefleri'nin odağında 'kapsayıcılık' yer alıyor."
Seçkin: “Kapsayıcı finansman, yoksullukla mücadeleden cinsiyet eşitliğine kadar geniş bir yelpazede kazanımlar yaratacaktır”
UN Global Compact Türkiye Başkanı Mustafa Seçkin ise, sürdürülebilir ve kapsayıcı finansmanın, etkisi geçtiğimiz yıl ilan edilen Küresel Hedefler’in tamamına dokunan kritik bir unsur olduğuna işaret ederek, “Bu farkındalığı ‘Kapsayıcı Büyüme İçin Kapsayıcı Finans’ başlığıyla hem finans hem reel sektörlerde vurgulamamız çok önemli” dedi. Pazarların ve piyasaların sağlıklı gelişimi için kapsayıcı finansman anlayışının yaygınlaştırılmasının, toplumlara yoksulluğun sona erdirilmesinden cinsiyet eşitliğine kadar geniş yelpazede kazanım olarak geri döneceğini ifade eden Seçkin, “Global Compact Türkiye olarak, doğal paydaşlarımız olan finans sektöründe hedeflediğimiz dönüşümün aynı zamanda küresel çapta arzuladığımız daha iyi bir dünya hayaline katkı sağlayacağını gözeterek, aktörlerimizin kapasitelerinin gelişimi ve farkındalık artırılması yönünde çalışmalarımıza devam edeceğiz" diye konuştu.
Osmaniye’den Birleşmiş Milletler’e kapsayıcı finansın aktörleri panelde bir araya geldi...
Forum kapsamında gerçekleştirilen “Gelişmekte Olan Ülkelerde Kapsayıcı Finans” panelinde, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’ndan Osmaniye’den büfe sahibi mikro finansman girişimci kadın örneğine kadar, gelişmekte olan ülkelerde kapsayıcı finans başlığı ile sürdürülebilir finansmanın önemi konuşuldu.
Panelde konuşan BM Kalkınma Programı Özel Sektör Yöneticisi Hansın Doğan, kalkınmışlık düzeyinin önemine değinerek, şunları söyledi:
“Toplumsal cinsiyet eşitsizliği konusu, kalkınmışlık sıralamasında ülkeleri aşağıda çekiyor. Ülkemizde kısa zaman önce gerçekleştirilen G20 toplantıları ile kapsayıcı finansın önemi vurgulanmış oldu. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin kapsayıcı finans ile nasıl bağdaştığı önemli. Yoksullukla mücadelenin birçok yolu var. Ancak sürdürülebilir kapsayıcı bir finans modeli sunulmadığı müddetçe yoksulluk engellenemez. Özellikle buna kadınların çok ihtiyacı var. Sürdürülebilir finans hedeflerini gerçekleştirirken, gruplar arasında önceliklendirme yapılmalı.”
Uluslararası Proje Danışmanlığı (IPC) Mikro, Küçük ve Orta Boy İşletme Finansı Kıdemli Kurum Geliştirme Uzmanı Marga Scheck de, “Ekonomik kalkınmayı sürdürülebilirlik açısından düşüneceksek hedef kitleyi tanımlamak çok önemli. Herkes kaynağı üretken bir şekilde kullanamayabilir. Burada işini geliştirebilecek olan, üretim yapabilecek olan girişimciyi desteklemek önemli. Önemli olan karı artırmak değil, sürdürülebilir büyümeyi sağlamak. Bunun için de uzun vade önemli. Finansal kapsayıcılık modellerinde ise geleneksel modellerde mevcut kurumlar, kredilendirme yöntemlerinde grupları baz alırken biz kişilere göre model belirliyoruz. Kadın girişimcileri desteklemek ise en önemli konu” diye konuştu.
BBVA Mikrofinans Vakfı Strateji ve Araştırma Başkanı Giovanni Di Placido da, “Gelişmekte olan ülkelerdeki işgücünün neredeyse yarısı, gayri resmi işçilerden oluşuyor ve birçoğu kendi işinde çalışıyor. Bu sebeple finansal kapsama en önemli ve en temel konulardan biri ve henüz tüm yönleri ile ele alınabilmiş değil” dedi.
Aldığı mikro finansman kredisi ile girişimcilik başarısını artıran Osmaniye’den büfe işletmecisi Cennet İşlek de hikayesini katılımcılarla paylaştı. İşlek, “İşime başlarken en büyük desteği eşimden aldım. Küçük bir çevrede yaşadığımız için eşlerin desteği çok önemli. Kadın isterse her şeyi yapabilir. İşimde zorlandığım bir dönemde Şekerbank ile tanışarak finansman sağladım. Daha öncesinde kredi almaya cesaretim yoktu. Hem kredimi aldım hem de onlardan eğitim almış oldum ve yaptığım işe uzun vadeli bakmayı öğrendim. Kadınlara, çalışmaktan yorulmamalarını ve kendilerine güvenmelerini öneriyorum. Kredimin ödemesi bittikten sonra işimi büyütmek için kredi almayı düşünüyorum” dedi.
“Finansal Kapsayıcılık Konusunda İyi Uygulamalar” başlıklı ikinci panelde de, Mastercard Türkiye ve Azerbaycan Genel Müdürü Yasemin Bedir, Visa Europe Türkiye Genel Müdürü Merve Tezel ve Vodafone Türkiye Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Kerem Günay da, şirketlerinin finansal kapsayıcılık alanında gerçekleştirdiği uygulamaları katılımcılarla paylaştılar.
Mastercard Türkiye ve Azerbaycan Genel Müdürü Yasemin Bedir, konuşmasında finansal kapsayıcılığın sürdürülebilir büyüme ve gelişme için önemini vurguladı, iş modelleri hakkında bilgi verdi: “Mastercard bir teknoloji şirketi. Amacımız işlem gördüğümüz her ülkede sağlıklı ve ekonomik büyümeyi sağlamak ve bu ortamı yaratmak. Uzun vadeli sürdürülebilir büyüme ve gelişme, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde vatandaşların finansal sisteme erişmesiyle mümkün. Bu hedef doğrultusunda global uzmanlığımızı kullanıyoruz, yenilikçi ödeme yapılarımızı, çözümlerimizi hükümetlere açıyoruz. Dünyanın birçok yerinde “inovasyon lab”larımız var. Bu lab’lar sadece Mastercard ya da üyelerimize değil herkese açık.”
Visa Europe Türkiye Genel Müdürü Merve Tezel, kurum olarak finansal okuryazarlığı ana sosyal sorumluluk alanı olarak belirlediklerini ifade ederek bu kapsamda 2009’dan bu yana uyguladıkları “Paramı Yönetebiliyorum” projesi hakkında bilgi verdi. 23 üye banka, Kalkınma Bakanlığı, UNDP ve Habitat işbirliğiyle hayata geçirilen proje kapsamında, gönüllü eğitimcilerin desteğiyle 81 ilde, yılda 100-150 bin kişiye birebir olarak ulaşıldığını söyleyen Tezel, Türkiye’den sonra Romanya, Bulgaristan, Hırvatistan gibi ülkelerde de uygulanmaya başlanan proje sayesinde eğitimlere katılan kişilerde finansal okuryazarlık düzeyinde önemli ölçüde bir iyileşme sağlandığını ifade etti.
Türkiye Vodafone Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Kerem Günay ise 2007’de kurulan Türkiye Vodafone Vakfı’nın 3 ana odak olanı olan kadınlar, engelli bireyler ve gençlere yönelik yürüttükleri projelere dair bilgi verdi. “Küresel 27 Vodafone vakfından biriyiz. Türkiye Vodafone Vakfı olarak bugüne kadar toplam 3 milyon kişinin hayatına dokunduk, 27 milyon liradan fazla sosyal yatırım yaptık. 3 odak noktamız var, kadın, engelli bireyler ve gençler. Kadınlar Vodafone Vakfı’nın hayatında ve önceliğinde her zaman var, çünkü dünya nüfusunun yüzde 50’si kadın, önümüzdeki 10 yılda yaklaşık 1 milyar kadının iş hayatına katılma potansiyeli var ama ekonomik hayattan aldıkları pay nüfusları ile orantılı değil” diyen Günay, kadınlar başta olmak üzere finansal sistemin dışında kalan dezavantajlı gruplara yönelik yürüttükleri çalışmaları anlattı. Günay ayrıca mobil finans hizmetlerinin kapsayıcı finansa oldukça önemli bir katkı sunduğunu vurguladı.