Topluluğun, uluslararası bağımsız denetim kuruluşu tarafından denetlenen enerji tüketim ve karbon emisyonu rakamları kamuoyu ile paylaşıldı
Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi’nin (WBCSD) Türkiye’den ilk üyesi olan Eczacıbaşı Topluluğu, bu alanda gönüllü olarak attığı adımları hızlandırdı. Topluluğun, uluslararası bağımsız denetim kuruluşu PricewaterhouseCoopers tarafından denetlenen konsolide enerji tüketim ve karbon emisyonu rakamları, kamuoyu ile paylaşıldı.
Eczacıbaşı Topluluğu 2009 Sürdürülebilirlik Raporu’nda yer alan ve PricewaterhouseCoopers tarafından denetlenerek güvence verilmiş olan verilere göre, Eczacıbaşı Topluluğu’nun Türkiye’deki üretim tesislerinin konsolide enerji tüketimi 2009 yılında bir önceki yıla göre yüzde 9.8 azalarak 1 milyon 59 bin 836 MWh’ye gerilerken, konsolide karbon emisyonu da bir önceki yıla göre yüzde 9.1 düşüşle 263 bin 935 tona indi.
Sürdürülebilirlik Raporu’nda, denetlenmiş olan bu verilerin yanı sıra, eko-verimlilik çalışmaları sonucunda Topluluğun 2009 yılındaki konsolide su tüketiminin de, 2008 yılına oranla yüzde 15.4 azalarak 1 milyon 651 bin 710 metreküpe gerilediği ortaya konuldu.
Öte yandan, Eczacıbaşı Topluluğu’nun, üretimde ton başına tüketilen enerji miktarındaki düşüş yüzde 8.1, üretimde ton başına karbon emisyonundaki düşüş ise yüzde 7.3 olarak gerçekleşti. Üretimde ton başına harcanan su miktarındaki düşüş de yüzde 9.6 olarak belirlendi.
Raporun açıklanması amacıyla 8 Haziran 2010 Salı günü Kanyon’da düzenlenen basın toplantısında konuşan Eczacıbaşı Topluluğu CEO’su Dr. Erdal Karamercan, iş dünyasının ve insan yaşamının gereksinimleriyle, doğal kaynakların sürdürülebilirliği arasında denge kurmayı hedefleyen sürdürülebilir kalkınma alanındaki çalışmalara 2006 yılında başladıklarını belirterek, “Topluluğumuzun sürdürülebilir rekabet gücünü artırmak için inovasyon çalışmaları ile sürdürülebilir kalkınma ilkelerinin yarattığı katma değerden yararlanmak, temel amaçlarımız arasında yer alıyor. İnanıyorum ki, sürdürülebilir kalkınmanın değerleri pazar mekanizmaları içine entegre edilebilir ve kuruluşlarımız toplumsal ve çevresel tehditlere yanıt verebilecek biçimde yönetilebilirse, gelecek nesillere sürdürülebilir ve kaliteli bir yaşam sunumunda da öncü oluruz” dedi.
PricewaterhouseCoopers tarafından denetlenen ve güvence verilen konsolide enerji ve karbon emisyonu verilerinin, Eczacıbaşı Topluluğu’nun Türkiye’deki 27 üretim tesisini ve bu tesislerdeki arıtma sistemlerini, depolarını, laboratuvarları ve yönetim binalarını kapsadığını ifade eden Karamercan, gelecek yıllarda Eczacıbaşı’nın yurtdışında sahip oldukları kuruluşlarla veri toplama konusunda gerekli çalışmaların yapılacağını, karbon salınım miktarlarının denetleneceğini ve su tüketimi ile ilgili olası çalışmaların inceleneceğini söyledi.
Sürdürülebilir kalkınmanın, Eczacıbaşı Topluluğu’nda en üst düzeyde sahiplenildiğini ve Topluluğun yaşam felsefesi haline geldiğini de belirten Erdal Karamercan, Topluluk bünyesinde oluşturulan Sürdürülebilir Kalkınma Çalışma Grubu’nda yer alan temsilcilerin çevre ve ürün sorumluluğu konusunda hassasiyetle çalıştıklarını vurguladı.
Toplantıda konuşan Eczacıbaşı Holding Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilir Kalkınma Koordinatörü Okşan Atilla Sanön de, dünyada kara taşımacılığında yılda salınan karbon miktarının beş milyar ton olduğunu ifade ederek, “Sadece bu alanda yapılacak iyileştirmelerle sağlanacak yüzde1’lik düşüşün bile dünyamıza her yıl 50 milyon ton daha az karbon emisyonu anlamına geldiğini düşünersek, sürdürülebilir kalkınma çalışmalarının önemi daha iyi anlaşılacaktır” dedi.
Sürdürülebilir kalkınma ile inovasyon arasındaki ilişkiye de değinen Sanön, Eczacıbaşı Topluluğu’nda 1999’dan bu yana çalışanlar tarafından hayata geçirilen ve gerek enerji gerek doğal kaynak tasarrufu sağlayan 197 inovatif projenin Topluluğa katkısının da 118 milyon dolara ulaştığını söyledi.
Eczacıbaşı Topluluğu’nda sürdürülebilir kalkınma çalışmalarından örnekler:
• VitrA’nın kırık ürünleri, arıtma çıkış çamuru ve alçı kalıp atıklarının çimento üretiminde “alternatif hammadde” olarak kullanılması sonucunda seramik bazlı katı atıkların yüzde 100 geri dönüşümü sağlandı.
• VitrA’nın arıtımdan geçmiş toplam atık su geri kullanımı yüzde 26’dan yüzde 50’ye çıkarıldı.
• Düşük fırın sıcaklığı ve termal şok direnci yüksek kompozisyon kullanılarak atıklar yüzde 30, doğalgaz kullanımı ise yüzde 15 oranında azaltıldı.
• Yedi karo fırınındaki atık ısı, kurutma prosesinde kullanarak doğalgaz tüketimi 2010’un ilk çeyreğinde yüzde 45 azaltıldı.
• Eczacıbaşı-Baxter’da bir litre serum üretimi için kullanılan su miktarı 1995 yılından bu yana yüzde 91 azaltılarak 3.2 litreye düşürüldü.
• İpek Kağıt’ta üretimde ton başına kullanılan su miktarı üç yılda yüzde 26.5 azaltıldı.
• “Yarınlara sözümüz” sloganıyla Sürdürülebilir Orman Yönetimi’ni destekleyen Selpak, üretimde kullandığı selülozun tamamını sertifikalı tedarikçilerden sağlıyor.
• Eczacıbaşı-Lincoln Electric Askaynak’ın yeni tesisindeki merkezi banyo ve arıtma sistemi ile sulfuric asit kullanımı yüzde 49, bakır sülfat kullanımı yüzde 20, sıvı sabun kullanımı yüzde 76 azaltıldı. Bu kimyasal maddelerin kullanılmaması sonucunda azalan atık da endüstriyel atık su arıtım tesisinin verimliliğini artırdı.
• VitrA 2004 yılında Türkiye’de klozetlerde kullanılan su miktarını, özel iç takım sayesinde 4.5 lt’ye düşürdü. 2008’de ise 4 lt ile yıkama yapan ilk klozeti üreterek, LGA onayı aldı. Bu özel teknolojiyi tüm ürünlerinde kullanmak üzere çalışmalarına devam eden VitrA, yeni geliştirdiği sistem sayesinde, halen kullanılan rezervuarları, isteğe göre 3 ya da 6 litre ile yıkama yapabilecek şekle dönüştürebiliyor. Böylece yüzde 40 su tasarrufu sağlanabiliyor.
• Amerikan Falcon ile geliştirilen susuz pisuvarlar sayesinde, pisuvarlarda su tüketimi sıfıra düşürüldü.
• Matteo Thun imzalı Water Jewels koleksiyonunda bulunan küvet, sektör standardı olan 38-44 cm arasında değişen iç yüksekliği 30 cm’ye düşürerek daha az su tüketilmesini sağlandı.
• Ross Lovegrove tarafından VitrA için geliştirilen MOD koleksiyonunda yer alan 6 cm derinliğindeki lavabolar, hem üretimde daha az kaynak kullanımına yol açıyor, hem de kullanıcıların suyun miktarını ayarlamada çok daha dikkatli olmalarını sağlıyor.
• VitrA’nın geliştirdiği sıçratmayan yüzey teknolojisiyle tasarlanan pisuvar, gizli ve elektronik sensörlü yıkama sistemi sayesinde gereksiz su tüketimini engelliyor, kişiyi sadece kullanım anında algılayarak yıkama yapıyor.
• Seramik ve akrilik yüzeylerde kullanılan VitrAhygiene ve VitrAclean teknolojileri, temizlik süresi ve sıklığının azalmasıyla, daha az su ve temizlik malzemesi kullanılarak hijyen sağlanmasına olanak tanıyor.
• Artema'nın, çıkış ucunda herhangi bir fotosel gözü bulunmayan ve yalnızca "canlı"ları hissederek çalışan yeni elektronik SST (Surround Sensitive Technology) lavabo bataryaları yüzde 80'lere varan su tasarrufu sağlıyor.
• Yine Artema'nın ısı ve debi ayarlı özel kartuşa sahip armatürleri, yüzde 5'ten başlayarak yüzde 90'lara varan su ve enerji tasarrufu sağlıyor.
• 242 adet su tasarruflu ürün sunan VitrA ve Artema ürünleri, dört kişilik bir ailenin yıllık su tüketiminde yüzde 50’ye varan oranlarda azaltıyor. VitrA ve Artema’nın su tasarruflu ürünleri ile bir evde yılda toplam 190 ton su tasarrufu sağlanabiliyor.
Eczacıbaşı Topluluğu’nun sürdürülebilir kalkınma platformundaki üyelikleri:
Global Compact (Küresel İlkeler Sözleşmesi) - Mayıs 2006
World Business Council for Sustainable Development (WBCSD) - Ağustos 2007
İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği - Ekim 2007
Copenhagen Communiqué - Ağustos 2009
İklim Platformu (REC&TÜSİAD) - Kasım 2009