Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından, 23-26 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirilen "Parçalanan Dünyada Ortak Gelecek Oluşturmak" konulu bu yıl ki Davos Toplantısı'nda, siyaset ve iş dünyasının yanı sıra sivil toplum kuruluşlarının da katılımı ile 3 bine yakın dünyanın en güçlü insanı bir araya geldi.
Her yıl bir ülkenin daha çok öne çıktığı zirvede bu yıl, Hindistan ön plandaydı. Açılış konuşmasını yapan Hindistan Başbakanı Narendra Modi, "Dünya Ekonomik Forumu'nun 1997'deki teması 'Birbirine bağlı bir toplum yaratmak' idi. Bugün dünya birbirine bağlı olmakla kalmıyor, artık yapay zekânın, büyük verinin ve robotların dünyasında yaşıyoruz" dedi. Tabii ekonomi Başbakan Modi’nin odaklandığı tek konu bu değildi. “Medeniyetlerin karşılaştığı en büyük tehdit” olarak nitelediği iklim değişikliğinin yanı sıra terörizm ve globalleşmenin beklenmedik olumsuz sonuçları da kendisinin açılış konuşmasında değindiği noktalardandı.
SKD Türkiye’nin çatı örgütü olan Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi de 6 oturum ile hafta boyunca Davos Zirvesi’nde yiyecek sektöründen finansa; sıfır emisyon politikalarından gelecekteki mobilizasyona, entegre çevre yönetiminden hükümetlerin karar alma süreçlerine ve kurumsal risk yönetimine kadar birçok önemli konuşmalar gerçekleştirerek dikkatleri üzerine çekti.
Ülkeler arasındaki ortak sorunlarla mücadelede uluslararası iş birliğini canlandırmaya odaklanılacağı açıklanan zirvede; uluslararası güvenlik, çevre ve küresel ekonomi gibi konular ele alındı. Ülkelerin ortak sorunlarla mücadelede İş birliği, şeffaflık ve hükümetler seviyesinde aksiyon almanın önemi vurgulanırken, yayınlanan yıllık “Küresel Riskler Raporu”ndaki 10 maddeden 7’sinin sürdürülebilirlik ekseninde yaşanabilecek zorluklardan oluşması dikkatleri çekti.
Toplantının ardından yayınlanan Dünya Ekonomik Forumu Yıllık Raporu WEF’te Öne Çıkanlar ve Altı Çizilenler bölümünde, Systems Leadership bölümünde belirtilen 6 başlığın tamamının Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri bağlamında değerlendirilen, doğrudan veya dolaylı olarak sürdürülebilirlikle ilişkili konular olarak göze çarptı. Bu durum ayrıca sürdürülebilirliğin liderlerin ajandalarında yer almanın ötesine geçip ajandanın neredeyse tamamnını doldurduğunu göstermektedir.
Öne Çıkan Yeni Ortaklıklar
Preparing workers for the future: Gelecekteki yeni iş kollarına hazırlık amaçlı çalışanların kapasitesini artırma çalışmaları başlığında toplamda 10 milyonun üzerinde çalışanı kapsayacak kapsite geliştirme programları tanıtıldı. Safeguarding our oceans: Salesforce.com kurucusu Marc Benioff, İsveç Hükümeti ve Birleşmiş Milletler işbirliği ile başlatılan, okyanuslar, denizler ve kıyılardaki ekosistemlerin korunması üzerine çalışacak olan the Friends of Ocean Action projesi tanıtıldı.
Hızla artan global et talebinin sürdürülebilirlik, güvenli ve sistemli bir tedarik zinciriyle sağlanması amacıyla Meat: The Future projesi başlatıldı.
Plastik ve Elektronik atıkların döngüsel ekonomi ile tekrar değerlendirilmesi amacıyla kurulan Döngüsel Ekonomiyi Geliştirme Platformu (the Platform for Accelerating the Circular Economy, PACE), Alphabet, the Coca Cola Company, Royal Philips ve Unilever firmalarının Endonezya, Çin, Nijerya ve Ruanda ülkeleri ile sağladıkları geniş bir işbirliği ile duyuruldu.
Güvenli Hava Yolculuğu, konusunda da Kanada hükümetinin hava yolculuklarında gelecekte oluşabilecek problemlerini günümüzden ön görmek ve problemlerin çözümler noktalarını araştıracak bir insiyatif olarak duyuruldu.
2018 Küresel Riskler Raporu: Durum Ciddi
Dünya Ekonomik Forumu’nun bu yılki raporunda, iktisadi, çevresel, jeopolitik, toplumsal ve teknolojik riskler ve uzun dönemde bu riskleri etkileyebilecek trendler yayınlandı. 2017’deki raporda olduğu gibi çevre konuları, uzmanların dile getirdiği endişeler arasında açık arayla en ön sırada yer alıyor.
Raporda gerçekleşmesi en olası beş küresel risk olarak; kitle imha silahları, ekstrem hava olayları, doğal felaketler, iklim değişikliği kaynaklı göç ve adaptasyon problemleri ve su krizi tespit edildi.
Zurich Insurance Group Risk Direktörü Alison Martin, konuya ilişkin değerlendirmesinde “Ekstrem hava olayları, bir kez daha hem olasılık hem de etki bakımından en önemli küresel risk olarak değerlendirildi. Başka risklere karşı hassasiyetin de arttığı bir dönemde, çevresel riskler ortak sistemimizin temelini ciddi biçimde tehdit ediyor. Ne yazık ki, iklim değişikliği gibi önemli trendlere hükümetlerin ve kuruluşların şu an için ‘hem çok az hem de çok geç’ yanıt verdiklerini gözlemliyoruz. Daha sağlam bir gelecek inşa etmek için henüz çok geç kalmış değiliz ancak sistemin çökmesi ihtimalini ortadan kaldırmak için ivedilikle aksiyon almamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
Yükselen Trendler: Sistemlerin Dönüşümü ve Döngüsel Ekonomi
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SDGs) ve Paris Anlaşması, Davos Zirvesi’ndeki konuşmaların beklendiği gibi merkezindeydi. Küresel riskler doğrultusunda Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne ulaşılması için dünyadaki ekonomik sistemlerde yapılması gereken önemli dönüşümlerin bir kez daha altı çizildi. Sürdürülebilirlik ekseninde yapılan konuşmalarda çok bahsedilen bir diğer kavram ise “the future of jobs” yani mesleklerin geleceği oldu. Dijital dönüşümün iş yapış biçimleri ve çalışanlar üzerindeki olası etkileri ön plana çıkarken, bu konunun sürdürülebilirlikle ilgili bir durum olduğu ve geniş bir kitleyi etkilediği belirtildi.
İsthidamın Yeni Dilemması: Gelecekteki İşler ve Yetkinlik
Geçtiğimiz yıl olduğu gibi, bu sene de Davos Zirvesi’nden bir gün önce, Dünya Ekonomik Forumu, geleceğin iş dünyasına yönelik bir rapor yayınladı. The Boston Consulting Group işbirliğiyle ortaya çıkan ‘Towards a Reskilling Revolution: A Future of Jobs for All’ (Yeni Yetkinlikler Devrimine Doğru: Herkes İçin Mesleklerin Geleceği) isimli araştırma global ekonominin yetkinlik kriziyle karşı karşıya olduğunu aktarıyor. ABD verilerini baz alan araştırmada sadece bu ülkede teknoloji ve diğer faktörler nedeniyle 1,4 milyon kişinin işini kaybetme ihtimali olduğu vurgulanıyor.
Araştırmada vurgulanan olumlu sonuçlar da var. İşlerini kaybetme ihtimali bulunan kişilerin yüzde 95’i eğer mevcut becerilerini geliştirebilir veya yeni yetkinlikler öğrenebilirlerse şu an yaptıkları işlerden bile daha kalifiye işlere sahip olabilecekler. Bunun yanında, tüm çalışanların yetkinliklerini aynı oranda geliştirmesinin kadınlar ve erkekler arasındaki ücret eşitsizliğini de önemli oranda azaltması bekleniyor. Rapora göre gelecekte kadınların yüzde 74’ü erkeklerin ise yüzde 53’ü daha yüksek ücretlere sahip olacak. Ancak, kendilerini geliştiren kadınlar 49 farklı iş fırsatına sahip olurken, erkeklerin en az 80 opsiyonu bulunacağı belirtildi.
Davos Zirvesi’nin Liderleri ve Türkiye
İngiltere Başbakanı Theresa May, Almanya Şansölyesi Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Kanada Başbakanı Justin Trudeau ve Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump Davos Zirvesi’nde bulunan önemli isimlerdi. İşte tüm bu önemli isimleri, yaptığı sert uyarı ile şaşırtan isim ise, genç bir iklim eylemcisi olan Risalat Khan oldu. Risalat Khan, gelecek nesilleri hüsrana uğratmadan önce dünya liderlerinin emisyon salınımına karşı önlem almak için sadece 3 yıllarının kaldığını ciddi bir dille belirtti.
Türkiye’den, Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ve Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya Davos Zirvesi’ne katıldı. Başbakan Yardımcısı Şimşek, Davos’ta yatırımcılarla yaptığı görüşmelerle ilgili konuşarak “Yatırımcıları çok ilgili buldum. Zaten yatırım yapıyorlar ama muhtemelen yatırımlarını daha güçlü bir şekilde artıracaklar” dedi.