5 Haziran Dünya Çevre Günü kutlu olsun

Yayınlanma Tarihi: 05.06.2020

Değerli Üyelerimiz,
Değerli Paydaşlarımız,
 
Bugün 5 Haziran Dünya Çevre Günü. 
Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Çevre Günü ilan edilen 5 Haziran, 1972’den bu yana "Sadece bir Dünya var" sloganıyla kutlanmakta. Elbette çevre konusu yılda yalnızca bir gün duyarlı olarak geçiştiremeyeceğimiz kadar önemli...
 
COVID-19 Pandemisi dolayısıyla olağanüstü günler geçirdiğimiz bu dönemde, gerek yaptığımız paylaşımlarla, gerekse gerçekleştirdiğimiz etkinlik ve faaliyetlerle SKD Türkiye olarak üstlendiğimiz rehberlik görevimizi yerine getirmeye devam ettik. Sosyal mesafenin korunduğu ve genel nüfusun evde kaldığı bu sürecin çevreye çok olumlu etkileri olduğuna hep beraber şahit olduk. Tüm dünya bir anda bu kadar radikal kararlar alınca doğanın buna ne kadar hızlı yanıt verdiğini hep birlikte gördük. Ancak gerçekçi olmalıyız, bu iyileşmeler kalıcı olmaktan çok uzak... 
 
Uluslararası Enerji Ajansı’nın açıklamalarına göre COVID-19 Pandemisi küresel ekonominin büyük bir bölümünü durma noktasına getirdiği için, CO2 emisyonunda %8’lik bir düşüş bekleniyor. Öte yandan Çin’in hava kirliliğinin %25 oranında düşmüş olmasını büyük bir şaşkınlık ve mutlulukla karşılıyoruz. Fakat yine Çin’de medikal atık miktarının dörde katlanarak 200 tona ulaştığını da göz ardı etmemeliyiz. Amerika’nın bazı yerlerinde %50’ye varan karbon monoksit düşüşüne karşın, kargolanan ürünlerin paketlenmesi için 1 milyar ağaç ihtiyacı olduğuna da dikkat etmeliyiz. 
Koronavirüs aslında tüm dünyaya, çevre konusunun sadece karbon emisyonlarından ibaret olmadığının, insanlığın çevreye olan müdahalesinin boyutlarının ne kadar ciddi olabileceğinin iyi bir göstergesi oldu. Özellikle de iş dünyasının devamlılığını sağlayan finans sektöründe, bankalar ve yatırımcıların çevresel faktörleri değerlendirirken, emisyon değerlerinden çok daha fazla kriteri göz önüne almaları gerektiğini gözler önüne serdi. 
 
Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Çözüm Önerileri 
 
Pandemi dolayısıyla azalan üretim ve seyahat aktivitelerine bağlı olarak, karbon emisyonlarında önemli bir düşüş yaşanıyor. Ancak pandemi sonrasında iş dünyasının nasıl tepki vereceği, bu açığı kapatıp kapatmayacağı veya ne hızda eski değerlere geri dönüleceği büyük bir merak konusu.
Çatı örgütümüz WBCSD’nin yayınladığı son raporda değindiği üzere, maalesef iklim değişikliği söz konusu olduğunda, gerek şirketlerin gerekse ülkelerin bu pandemi ile mücadelede gösterdiği kolektif çabayı göremiyoruz. Pandemi sonrasında, ekonomik, sosyal ve çevresel anlamda dayanıklı bir sistemin kurulması bizlere bağlı. Kurulacak yeni düzenin BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve Paris Antlaşmasında yer alan hedeflere paralel bir şekilde kurgulanmasında ileri görüşlü kurumlar büyük bir role sahip olacaklar.
Kurulacak yeni düzen her ne şekilde olacak olursa olsun, sürdürülebilirlik odağında olması gerektiği konusunda hiç şüphe yok. Daha sürdürülebilir bir gelecek için ise üç çözüm önerisi göze çarpıyor. 
 
- Yenilenebilir enerji
- Şirketlerin büyük taahhütler altına girmeleri konusundaki gereklilik 
- Döngüsel ekonomi
 
Pandemi Sonrası: Yeni Dünya Düzeni
 
Pandemi sonrasında kurulacak yeni düzende ticarette daha yeşil hedefleri benimseyen kurum ve ülkelerin daha avantajlı olacağının işaretleri şimdiden verildi. Örneğin AB’nin Meksika’yla Nisan’da sonuçlandırdığı yeni ticaret anlaşmasının şartlarından biri Paris Anlaşması’nı daha etkin uygulamak...
Geçtiğimiz günlerde üyelerimizden McKinsey ısı artışını 1.5 derecede tutabilmeye yönelik zorlayıcı fakat yapılması mümkün 3 farklı senaryo yayınladı. Modelde en radikal dönüşüm enerji ve ormansızlaşmanın azaltılması olarak öngörülüyor. Bu iki alanda da, özellikle enerjide çok yoğun gayret içinde olan ülkeler ve kuruluşlar var. Hatta şimdiden, pandemi sürecinin yenilenebilir enerji kullanımını artırdığını söyleyebiliriz. 
Finans kuruluşlarının yatırım portföylerine baktığımızda da sürdürülebilir varlıkların ciddi oranda ayrıştığını artık görebiliyoruz. Uluslararası finans kuruluşları veya diğer yatırımcılar COVID kredileri vermeye veya COVID tahvillerine yatırım yapmaya başladı. Tamamının içinde çok sıkı çevresel ve sosyal koşullar var.
 
Bizim de nasıl normalleşeceğimizi şimdiden planlamamız gerek ve bu süreçte odaklanmamız gereken en öncelikli konulardan biri döngüsel ekonomi. 
Uzun zamandır savunucusu olduğumuz ve 2016’dan beri EBRD fon desteği ile malzemelerin endüstriler arasında değişimine imkan veren Türkiye Materials Marketplace öncülüğünde yürüttüğümüz tüm döngüsel ekonomi çalışmalarımızı bildiğiniz üzere “Türkiye’nin Döngüsel Ekonomi Platformu” adı altında birleştirdik. Düzenlediğimiz “Döngüsel Ekonomi Sohbetleri” başlıklı webinar serimizde döngüsel iş modellerinden, finansman olanaklarına, iyi uygulama örneklerinden Avrupa Birliği’nin döngüsel ekonomi politikalarına ve Türkiye’deki yasal mevzuata kadar pek çok konuyu ele aldık. 
COVID-19 sonrasında, ekonomik, sosyal ve çevresel anlamda dayanıklı bir sistemin kurulması bizlere bağlı. Kurulacak yeni düzende son 50 yılın trendini değil de, sürdürülebilirliği odağına alan, dünyayla dost bir düzeni benimsersek belki de bu krizden çok büyük kazanımlarla çıktığımızı söylemek mümkün olacak. 
Biz de SKD Türkiye olarak üstümüze düşeni yapmaya ve her zaman olduğu gibi, tüm kaynaklarımızı sunarak bu konuda öncülük etmeye hazırız. Bu durumu ülkemiz adına çok önemsiyor ve siz değerli üyelerimizle birlikte fırsata dönüştürebileceğimize inanıyoruz.
 
5 Haziran Dünya Çevre Günümüz kutlu olsun.
Ebru Dildar Edin
Yönetim Kurulu Başkanı