SKD, TÜSİAD ve Global Compact Türkiye olarak BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine yönelik planladığımız bir dizi konferansın ilkini dün Sabancı Center’da gerçekleştirdik. “İklim Değişikliğiyle Mücadele ve Özel Sektör” temasıyla düzenlediğimiz, iş dünyasının ve STK’ların yoğun katılım gösterdiği konferansta; Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri çerçevesinde iklim değişikliğiyle mücadele konusunda iş dünyasının rolü ele alındı.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Metin Akman’ın açılışını yaptığı konferans; T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı ve İklim Değişikliği Baş Müzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar’ın iklim değişikliği ve Marakeş’te düzenlenen İklim Zirvesi (COP22) hakkındaki konuşmasıyla başladı. Birpınar, dünyanın karşı karşıya olduğu en önemli 3 tehditin terör, göç ve iklim değişikliği olduğunu belirterek iklim değişikliğinin özel sektörün de içinde yer olduğu bir mesele olduğunu ifade etti. Türkiye’nin 1992’de yapılan müzakere görüşmelerinde kendi isteğiyle EK1 ve EK2 listelerinde yer almasının tarihi bir hata olduğuna dikkat çeken Birpınar, bu hatayı düzeltmek için Türkiye’nin uzun yıllar uğraş vermesi gerektiğini söyledi. İklim değişikliği müzakerelerine gelişmekte olan, gelişmiş ve az gelişmiş ülkeler olmak üzere 3 grubun yaklaşımını da özetleyen Birpınar, Türkiye’nin şu an azaltımdan sorumlu ülkeler arasında yer almamasına rağmen “artıştan azaltım” politikasını benimsediğini, bu konudaki taahhütlerin gerçekleştirilebilmesinin ise uluslararası finans mekanizmalarına erişim olduğunu vurguladı. Paris ve Marakeş’teki zirvelerde Türkiye’nin bu talebinin kabul edilmediğini, bu nedenle Paris Anlaşması’nın henüz TBMM onayından geçmediğini belirtti.
Konferans, Prof. Dr. Erinç Yeldan’ın “Ekonomi Politikaları Perspektifinden İklim Değişikliğiyle Mücadele Raporu”nu tanıtan sunumuyla devam etti. Yeldan, iklim değişikliğiyle ilgili içinde bulunduğumuz dönemi “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve göreceli imkan ve kabiliyetler” olarak tanımlayarak, sıcaklık artışının devam etmesi durumunda yeni bakteriler, tarımsal hasılatta düşüş, sağlık ve üretkenlik sorunları gibi birçok sorunla karşılaşılacağını belirtti. Halihazırdaki küresel emisyonların 400 milyon gigaton olduğunu kaydeden Yeldan, yerküre sıcaklığının hedeflendiği gibi 2 derecenin altında kalabilmesi için 17.5 gigatonluk bir açık olduğuna dikkat çekti. Yeldan, iş dünyası açısından bu konuda en büyük fırsatın enerji verimliliği ve teknolojik ilerleme olduğunu; Türkiye’nin ise karbon yoğunluğunu azaltma yönündeki küresel eğilime katılması gerektiğini, yenilenebilir enerji yatırımları ile ulaşımda demiryolu ve kombine yöntemlere geçişin Türkiye açısından fırsat sunan alanlar olduğunu söyledi.
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve İş Dünyası Bakış Açısı oturumunda konuşan BM Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye Mukim Temsilci Yardımcısı Atila Uras, Binyıl Kalkınma Hedefleri (BKH) ile Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini (SKH) karşılaştırarak BKH sürecinde çok yol kat edildiğini fakat yarım kalan konular olduğunu, bunların ilk 5 SKH olarak yeniden ele alındığını belirtti. 7, 8, 9, 12 numaralı SKH’lerin doğrudan özel sektörü ilgilendirdiğini ifade eden Uras, Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi (WBCSD) tarafından geliştirilen SDG Compass çalışmasının özel sektörün kendilerine uygun hedefleri belirleyip ölçüm yapabilmelerine olanak sağladığını söyledi. Uras aynı zamanda UNDP Türkiye olarak özel sektörün SKH’lerle ilgili hazırlığını ve ihtiyaçlarını araştıran bir rapor hazırlayacaklarının da müjdesini verdi.
Aynı oturumun diğer konuşmacısı ise Bölgesel Çevre Merkezi (REC) Türkiye Direktörü Rıfat Ünal Sayman idi. Sayman, özel sektörün SKH’lere bakış açısını ortaya koymak amacıyla yaptıkları CEO Algı Araştırması’nın sonuçlarını paylaştı. Buna göre; ankete katılan şirketlerin iklim değişikliğiyle mücadele politikalarını benimsemelerinde en önemli motivasyon ‘itibar yönetimi’ olurken, bu şirketlerin sadece %9’u önümüzdeki 5 yıl içinde iklim değişikliği kaynaklı finansal kayba uğrama ihtimalinin yüksek olduğunu düşünüyor.
Konferansın kapanış oturumu TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Metin Akman moderatörlüğünde, SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Canan Ercan Çelik ve Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Seçkin’in katılımıyla gerçekleşti. Başkanımız Çelik, SKD olarak iş dünyasında geniş ve etkisi yüksek bir tabanı temsil ettiğimizi belirterek SKH’lere yönelik çalışmalarımızı anlattı. Özellikle binalarda, taşıtlarda ve sanayide enerji verimliliği; döngüsel ekonomiye yönelik çalışmalar ve bu kapsamda Davos ödüllü uluslararası bir proje olan Materials Marketplace’in Türkiye’de başlatılması; şeffaflık ve sürdürülebilirlik raporlamasının önemi ve Derneğimizin bu konudaki faaliyetlerinden bahsetti. Seçkin ise REC Türkiye tarafından yapılan CEO Algı Araştırması sonucuna değinerek sürdürülebilirliğin artık itibar yönetimi olarak değil, bir gereklilik olarak görülmesini arzuladığını belirtti. Akman’ın gelecek dönem hedefleriyle ilgili sorusu üzerine Çelik, SKD olarak BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin uygulanması konusunda iş dünyasının rolünü artırmak için çalışmalara devam edeceğimizi, araştırma sonuçlarından çıkarılacak ev ödevleri olduğunu ve bugün ilki gerçekleştirilen etkinliğin 3 konferans ile devam edeceğini söyledi. Global Compact olarak gelecek dönem hedeflerinin zemine inmek, harekete geçirmek ve işbirliği olduğunu belirten Seçkin ise, özellikle işbirliği konusunda iş dünyasına ve STK’lara çağrıda bulundu.