Yönetim takımları, şirketlerinin toplumsal cinsiyet eşitsizliği konusundaki genel tutumlarını çok kısa bir liste üzerinden değerlendirebilir.
Kurumlarda yaşanan toplumsal cinsiyet sorunları, özellikle son 10 yıldır insan yönetimi departmanlarının öncelikli konularından biri. Bu departmanlar, dünyanın her yerinde toplumsal cinsiyetin ‘teşhis ve tedavisi’ ile ilgili çalışmalar yapıyor. Bu çalışmalar incelendiğinde, toplumsal cinsiyet ayrımcılığı yapılan şirketlerin ortak özellikleri de ortaya çıkıyor.
Kadınlar için negatif önyargı barındıran işe alım stratejileri
Toplumsal eşitsizliğin yoğun yaşandığı seçme ve yerleştirme süreçlerinde sorulan soruların kadın ve erkek için aynı olup olmaması önemli bir kriter. İşe alım uzmanları bu soruları, doğru kurgulanmış bir süreçle tüm adaylara sormalı ve sonuçları olabildiğince objektif veriler kullanarak oluşturmalı. Araştırmalar; işe alım uzmanlarının kadın veya erkek olmasının cinsiyetçi yaklaşımların önlenmesinde bir çözüm olmadığını ortaya koyuyor.
Cinsiyete dayalı ücret eşitsizliği büyük sorun
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün iki yılda bir hazırladığı ‘Küresel Ücret Raporu 2018-2019’ sonuçlarına göre; dünya genelinde cinsiyete dayalı ücret eşitsizliği yüzde 18.8 olarak gerçekleşiyor. Türkiye için bu oran yüzde 12 düzeyinde. Bazı ülkelerde, cinsiyete dayalı ücret eşitsizliği sorununa yasalarla düzenleme getiriliyor. Araştırmalar; yönetim takımları dahil olmak üzere, ücret eşitsizliğini ortaya koyan en önemli sebeplerden birinin, kadınların talep ettiği ücretin, aynı işi yapan erkeklere göre daha az olduğunu gösteriyor.
Kadınlara sınırlı kariyer fırsatları
Kurumlarda, erkeklerin tercih edildiği iş fırsatlarının olması cinsiyet eşitsizliğinin önemli göstergelerinden birini oluşturuyor. Yoğun seyahat gerektiren, uzun çalışma saatlerine ihtiyaç duyulacağı düşünülen, sektör özelliklerine bağlı olarak erkek tercihinin yapıldığı işler (otomobil yan sanayi pazarında satış yönetimi vb) ile ilgili bir ayrım olması, kadınları şirket içi kariyer fırsatlarında kısıtlı bir listeyle karşı karşıya bırakıyor.
Anne babalık izinlerinde kadına yönelik pozitif ayrımcılık
Kadınlara sunulan ebeveynlik hakları, tüm dünyada erkeklerin haklarından daha yüksek oranda gerçekleşiyor. Birçok otorite, doğum ve doğum sonrası izin konusunda kadınların daha büyük haklara sahip olmasını, daha büyük sorumluluk taşıdığı ile ilgili standart kodlardan biri olarak yorumluyor. Ebeveynlik izinleri sadece doğum konusuyla sınırlı değil. Çocukların uzun süreli tedavi ve bakım gerektiren özel durumlarında da anneye sağlanan haklar, çoğunlukla baba için geçerli değil.
Cinsiyetçi yaklaşımlar konusundaki kurumsal tavır
Araştırmalar, kurumun cinsiyetçi yaklaşımlar konusundaki genel tutumunun, iç iletişim araçları, konuşmalar ve iletişim kanallarında kullanılan kurumsal dilin toplumsal cinsiyet probleminin kurum içinde büyümesini hızlandırdığını ortaya koyuyor. Kurumun toplumsal cinsiyet sorunlarına uzak tavrının, istismarların ciddi sonuçlarının olmayacağına yönelik ön yargılar da cinsiyet probleminin büyümesini hızlandırıyor.