Koronavirüs salgını kadınları istihdamdan psikolojik sorunlara dek pek çok yönden etkilerken, pandemi döneminde uzaktan çalışmanın bir çözüm olarak önerilmesi, buzdağının sadece görünen kısmıyla ilgilenildiğinin de bir kanıtı.
Bazı yazarların tanımlarında kullandığı gibi ‘kamusal yaşam bir gecede donduğunda’, her yaşta ve sosyokültürel düzeydeki insan birçok farklılıkla dolu yeni bir dünyaya uyandı. Karantina döneminin ilk günlerinden itibaren ise bu yeni dünyanın özellikle kadınlar için çok karanlık yönleri olduğu ortaya çıktı.
Kadınların sorunları çok yönlü
- Kadınlar sağlık çalışanları arasında çoğunluğu teşkil ediyor ve ön saflarda yer alıyorlardı. Birçoğu, enfeksiyon riskini göze alamadığından evlerinden ve ailelerinden uzak yaşadı.
- Evler; okul, kreş ve ofis halini aldıkça, özellikle evden çalışan kadınlar büyük bir baskı altına girdi.
- Koronavirüs pandemisinden en çok etkilenen sektörlerin çalışanlarının çoğunluğu kadındı.
- Pandemi, yoksul kadınları çok daha derinden etkiledi. Gündelik çalışan kadınlar işlerini kaybetti. Milyonlarca kadın işini kaybetme korkusu içinde yaşamını sürdürmeye çalışıyor.
- ABD’de yapılan bir araştırma, pandeminin ilk aylarında çocuklu kadınların istihdamının belirgin bir biçimde azaldığını ancak erkeklerin böyle bir sorun yaşamadığını ortaya koydu. Dünyanın çeşitli yerlerindeki araştırmalar da benzer bulgular ortaya koydu.
İstihdamdaki cinsiyet farkı artıyor
Melbourne Üniversitesi’nin COVID-19 Zamanındaki Çalışma ve Bakımı anketi de dahil olmak üzere yapılan birçok çalışma, kadınların pandemi sırasında bakım için harcadıkları zamanın, erkeklerden çok daha fazla arttığını gösteriyor. Her yaştan çocuğu olan annelerin dönem içinde çalışma sürelerini azalttığı da bir başka gözlem olarak ortaya çıkıyor. Okul öncesi çocuğu olanlar haftada ortalama 1.8 saat daha az çalışırken, okul çağındaki çocuğu olanlar haftalık çalışma süresini 1.9 saat azalttı. Lise ve üniversite döneminde çocukları olan kişiler bile çalışma süresini haftada 1.5 saat kısalttı. Babaların çalışma saatleri ise büyük ölçüde aynı kaldı. Bu rakamlar; annelerin işleri ve aile taahhütleri arasında çatışma yaşadıklarını, onları işlerini geri almaya zorladıklarını gösteriyor.
Evden çalışmak sorunlara çözüm mü?
Ebeveynlerden her ikisinin de evden çalışıyor olması, kadınların üzerindeki yükü azaltmadı tam tersi artırdı. Toplumsal cinsiyet kalıpları, kadınların işlerin paylaşılması durumunda bile -ki birçok araştırmanın sonucu, iş birliğinin yetersizliğini ortaya koyuyor- zihinsel yükü erkeklerden çok daha fazla hissettiklerini gösterdi. Dünyanın hemen her yerinde kadınlar, kovulma, uzaklaştırılma, çalışma saatlerinin azaltılması gibi korkular yaşadığını anketlerle ortaya koydu.
Tükenmişlik sendromu gösteriyorlar
Kadınların evden çalışma sırasında yaşadığı sorunlar arasında en çok ifade edilen başlıklar şöyle özetleniyor:
- Evden çalışma, özellikle okul öncesi çocuk sahibi olan anneler için, görüntülü görüşmelerinin bile sık sık kesintiye uğraması anlamına geliyor.
- Kadınlar, işlerini kaybetme korkusuyla daha çok iş yükünün altına girme eğilimine giriyor ve tükenmişlik sendromları gösteriyorlar.
- Ev işlerine ayırdıkları zamanı, çalışma sürelerinden değil dinlenme sürelerinden kullanmaya çalışmaları tükenmişlik sendromunun etkilerini artırıyor.
Analizler, erkeklerin dünya çapında bu sorunları çok daha az hissettiklerini ortaya koyuyor.
Kaynak: Theconversation.com