TÜSİAD'ın yayınladığı araştırmanın sonuçlarına göre, kadın karakterler tv dizilerinde kalıplara sıkışıyor.
TÜSİAD, 2018 Mart ayında, toplumu etkileme gücü yüksek olan televizyon dizilerinde kadının toplumsal cinsiyet eşitliğine uygun konumlanmasını desteklemek amacıyla dizi sektörü paydaşları ile birlikte Televizyon Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi'ni hayata geçirdiğini duyurmuştu.
Televizyon Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi kapsamında Türkiye’de ulusal televizyon kanallarında yayınlanan popüler dizilerde toplumsal cinsiyet kalıplarının ve rollerinin yer alış biçimlerini ortaya koymayı amaçlayan bir araştırma yapıldı. Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyeleri Doç. Dr. İrem İnceoğlu ve Yard. Doç. Dr. Elif Akçalı tarafından hazırlanan Televizyon Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Araştırması için 1-31 Mayıs 2017 tarihleri arasında yayınlanan ve bu dönemdeki reyting oranlarına göre altı ulusal kanaldan toplam 12 dizi seçildi. 12 dizinin dörder haftalık bölümlerinin her birinde yer alan ana ve yan karakterler üzerinden kadın-erkek karakterlerin sayısal dağılımı, görünürlükleri, yaş aralıkları, medeni durumları, fiziksel halleri, karakter özellikleri, işe ve eve dair sorumlulukları, rolleri, söz ve eylemleri incelendi.
Televizyon Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Araştırması’ndan öne çıkanlar:
- 12 dizi toplamında kadın-erkek ana ve yan karakterlerin sayısal olarak dengeli bir dağılımı var.
- Bununla beraber, dizi hikayelerinin kadın ve erkek odaklı olarak ayrıştığı görülüyor:
- En çok izlenen 12 dizinin 7’si erkek odaklı kurgulanmış ve erkek egemen evrenler kurmuş.
- Erkeklik hikâyelerinde savaş, çatışma ve şiddet ön planda.
- Erkek odaklı dizilerde toplam görünürlüğün 2/3’ü erkek karakterlere ait.
Kadın karakterler kalıplara sıkışıyor
- Cazibesi olan kadın, genç /yetişkin ve zayıf olarak tarif edilirken, orta yaş üzeri kadınlar şişman ve dul stereotipinde gösteriliyor.
- Kadınlar fiziksel özellikleriyle ön planda. Fiziksel özelliğe dair yapılan yorumların yüzde 75'i kadınlara yöneltiliyor. Bu yorumların yüzde 70’i kadınların «zayıf, güzel, bakımlı» olmalarıyla ilgili olumlu yorumlar içeriyor ve böylece fiziksel kalıpları güçlendiriyor.
- "Genç kadın" karakter sayısı, erkek karakterlere oranla 2,5 kat daha fazla. Kadın oyuncularda yaş aralığı 16-39 ile sınırlı tutulurken, erkek oyuncularda bu seviye 64 yaşa kadar çıkıyor.
- Erkeklerin aksine, bütün kadın karakterlerin medeni durumu biliniyor. Dul ve boşanmış kadın karakterler, aynı medeni durumdaki erkek karakterlerden beş kat fazla.
"Kadın gibi olma"
- “Kadın gibi” olmak kadınlar için bile yüzde 62 oranında aşağılama ifadesi olarak kullanılıyor.
- Hayalperest özelliğe sahip karakterlerin yüzde 77’si, uysal ve çekingen karakterlerin yüzde 64’ü kadın; kaba olma özelliğine sahip karakterlerin yüzde 69’u, agresif karakterlerin yüzde 62’si erkek. Kadınlık ve erkeklikle özdeşleşmiş birtakım sıfatlar dizi karakterleri üzerinden yeniden üretiliyor.
- Ağlama/hüzün içeren sahnelerin yüzde 73 gibi bir çoğunlukla kadınlar için, şiddet ve tehdit içeren sahnelerin yüzde 79’u erkekler için yazılmış.
Erkekler, babalık rolünde görünmüyor
- Kadınlar ve erkekler birbirine yakın oranlarda ebeveyn kimliğine sahip rollerde, ancak ebeveyn olma sorumluluğunun üstlenildiği sahnelerin yüzde 79’u kadınlarda, yüzde 21’i ise erkeklerde.
- Kadınların iş hayatında görünürlüğü sınırlı. Kadın karakterler yüzde 80 oranında iş dışı mekanlarda bulunuyor.
- Her 3 kadından biri ev kadını rolünde. Ev işi içerikli sahnelerin yüzde 92’si kadın karakterlerde, iş içerikli söz ve eylemlerin yüzde 82’si erkek karakterlerde.
Bu bilgilere göre Televizyon Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Araştırması'nın sonuçları ise aşağıdaki şekilde listeleniyor:
- Kadınlar ve erkekler için yazılmış rollerin sayısal dağılımı toplamda dengeli ancak diziler bazında bakıldığında erkeklerin ve kadınların dünyaları ayrıştırılmış ve roller de buna göre dağılmış durumda.
- Hem kadın, hem de erkekler stereotip karakter özelliklere ve eylemlere sahip.
- Dizilerde toplumsal cinsiyet kalıp yargılarını yeniden üreten bir temsiliyet var.
- Fakat sektör paydaşlarının desteğiyle dönüşüm mümkün.
Televizyon dizilerinde toplumsal cinsiyet kalıp ve yargılarını kırmak için…
Televizyon Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi kapsamında, televizyon dizilerinde toplumsal cinsiyet kalıp ve yargılarını ortadan kaldırmak hedefiyle aşağıdaki beş ilke benimsendi:
- Kadınların ve erkeklerin fiziksel görünüm, karakter, duygu ve meslek çeşitliliğini artırmak,
- Hayata, işe ve eve dair sorumlulukları dengeli dağıtmak,
- Şiddeti olağanlaştırmamak,
- Toplumsal cinsiyet eşitliğine uygun bir dil kullanmak,
- Rol model karakterlerin görünürlüğünü sağlamak ve artırmak.
Koç Holding’in ana destekçisi olduğu Televizyon Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi'nde, Anadolu Grubu, ARGE Danışmanlık, BASF Türkiye, Borusan Holding, BSH Ev Aletleri San. ve Tic. A.Ş., FİBA Holding, Güvensan, İstanbul Kültür Üniversitesi, Mogul Tekstil, Schneider Electric Türkiye, Siemens Türkiye, Tat Gıda, Vodafone Türkiye ve WYG Türkiye destekçi kuruluş olarak yer aldı.
Araştırmaya Meltem Ağduk (BM Nüfus Fonu), Prof. Dr. Sevda Alankuş (Kadir Has Üniversitesi) Hasan Deniz (AÇEV), Mehtap Tatar (BM Kadın Birimi), Prof. Dr. Nilüfer Timisi Nalçaoğlu'ndan (İstanbul Üniversitesi) oluşan bir Danışma Kurulu da katkı sağladı.
Televizyon Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Araştırması hakkında detaylı bilgi almak için lütfen tıklayın.